Yürütmenin Durdurulması
İdari yargı yerlerinde dava açılması ya da temyiz yoluna başvurulması, tersi yasada öngörülmedikçe, dava konusu olan idari işlemlerin, ya da yargı kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Şu kadar ki mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine, yürütmenin durdurulmasına karar verebilir.
Bu yazımızda “yürütmenin durdurulmasına” ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınıza ilişkin detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Yürütmenin Durdurulması Nedir?
İdari işlemler, ya da ilk derece yargı yerlerinin kararları, tersi saptanıncaya kadar, hukuka uygun sayılır ve yürütülür. Kişilerin, idari işlemlere karşı dava açmaları üzerine, idari işlemlerin yürütülmesinin kendiliğinden durması yolunun benimsenmesi, idarenin işlerini güçleştirir ve kimi durumlarda, idareyi çalışamaz durumuma getirebilir. İdari işlemlere karşı dava açıldıktan sonra, yürütmenin durdurulup durdurulmamasının takdirinin yargı yerlerine bırakılması, yerinde bir yol olarak düşünülmüştür.
Yürütmenin durdurulması, özellikle iptal davaları açısından büyük önem taşır. İptal davası yolu ile, idari kararlara karşı bireyin korunması, yürütmenin durdurulması ile etkinlik kazanabilir. Dava sonuçlanana kadar, bireyi idari işlemlere karşı korumak gerekir. İdari bir işlemin vereceği zarar, her zaman para ile ölçülebilen, tazminat vermekle giderilebilen zararlar değildir. Kimi durumlarda, kişilerin temel hak ve özgürlükleri söz konusudur. Yürütmenin durdurulması yöntemi, bireyi çeşitli yönleri ile idari işlemlere karşı koruyan bir yöntemdir. İdari yargıda davanın açılmış olması, yürütmeyi kendiliğinden durdurmamakla beraber, dava konusu olan kararın, idare tarafından yürütülmesi, kararının iptal edilmesi durumunda, idarenin sorumluluğunu gerektirir.
Yürütmenin Durdurulması Şartları Nelerdir?
2577 sayılı İYÜK (m.27)’de, Anayasa’ya paralel olarak, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca, yürütmenin durdurulması kararının gerekçeli olarak verilmesi zorunludur.
- Yürütmenin durdurulması kararı, olumlu kararlara karşı verilebilir; kural olarak olumsuz (bir isteği reddeden) kararlara karşı verilemez. Eğer olumsuz karar, ilgilinin eskiden var olan fiili veya hukuki durumunda değişiklik yapıyorsa ve icrai bir nitelik taşıyorsa, ancak bu tür olumsuz kararlara karşı yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Bu durumda olmayan olumsuz kararlara karşı, yürütmenin durdurulması kararı verilmesi, yargının idarenin yerine geçmesi, onun adına karar alması sonucunu doğurur.
- Yürütülmesi durdurulacak idari işlemin, hem “telafisi güç veya imkansız” zarar doğuracak nitelikte olması, hem de “açıkça hukuka aykırı olması” gerekir (m.27/2). Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmediği durumlarda, yürütmenin durdurulması kararı verilemez.
- Yürütmenin durdurulması kararı istem üzerine verilir. İdari yargı yerleri, kendiliğinden yürütmenin durdurulması kararı veremezler.
- Yürütmenin durdurulabilmesi için, yargı yerinden, ya dava ile birlikte, ya da dava açıldıktan sonra yürütmenin durdurulması isteminde bulunulması gerekir. Dava açılmadan, yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz. Dava açıldıktan sonra, her zaman yürütmenin durdurulması isteminde bulunulabilir.
- Yürütmenin durdurulması kararı verilen dosyalar öncelikle incelenir. Burada söz konusu olan “öncelik”, davanın karar bağlanmasından önceki aşamaya ilişkin yargısal işlemlere yöneliktir. Dosya, esas hakkında karar verilecek hale öncelikle getirilir ve öncelikle karara bağlanır. Bu kural, yalnız tetkik hakimini değil, Danıştay savcısını da bağlar.
- Yürütmenin durdurulması kararı ve güvence. Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi, ileride kararın iptal edilmemesi durumunda, idare için zarar doğurabilir. Bu gibi zararları karşılamak üzere, yürütmenin durdurulması isteminde bulunan taraf, “teminat” göstermek zorundadır. Ancak duruma göre, iptal davalarında mahkeme güvence istemeden yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. İdareden ve adli yardımdan yararlanan taraftan “güvence” alınmaz.
- Yürütmenin durdurulmasında özel tebligat yöntemi. Yürütmenin durdurulması istemli davalarda İYUK M.16 uyarınca öngörülen tebligat süreleri kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına karar verilebilir (m.27/4).
Yürütmenin Durdurulması Talebi Üzerine Verilecek Kararlar
Genellikle, Danıştay tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararları, İYUK yürürlüğe girene kadar, gerekçesiz olmuştur. Danıştay; duruma göre, yürütmenin durdurulması istemleri hakkında, önceden saptanan örnekleri karar durumuna getirmiştir. Danıştay, gerek yürütmenin durdurulması, gerek istemin reddine ilişkin kararlarında gerekçe olarak “meselenin mahiyetine ve davanın tasvir şekline göre” deyimini kullanmakla yetinmiştir. İYUK, yürütmenin durdurulması kararlarının gerekçeli olacağı kuralını getirmiş (m.27/2) ve bu kural, ayrıca Anayasa’da yer almıştır (m.125/5).
Danıştay, özellikle ilk derece yargı yeri olarak, yürütmenin durdurulması istemlerini karara bağlarken, bir yandan kararını gerekçeli olarak vermek, diğer yandan da, esası etkilemeyecek bir anlatım yolu seçmek için çaba harcamaktadır. Unutmamak gerekir ki yürütmenin durdurulması kararında, hem “işlemin açıkça hukuka aykırılığı” hem “telafisi güç veya imkansız zararların doğması” koşullarının gerçekleştiği konusunda gerekçeli karar, iptal davasının esasını karara bağlamak demektir. Henüz taraflar sav ve savunmalarını yapmadan davanın esasını etkileyecek nitelikte karar verilmesi yargılama işlevi ile ne ölçüde bağdaştığı sorgulanabilmektedir.
Yürütmenin Durdurulması Kararının Hukuki Niteliği Nedir?
Mahkemece, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi durumunda, esas dava karara bağlanıncaya kadar, eski durumun devamı sağlanır. Başka bir deyişle, ilgilinin İdari Yargıda dava konusu yaptıkları idari işlemin uygulanması, dava sonuna kadar ertelenir. Yürütmenin durdurulması, bu ertelemeyi sağlayan geçici bir önlemdir. Dava açılmış olması koşuluyla, yürütmenin durdurulması her zaman istenebilir. Ara kararı niteliğinde olan yürütmenin durdurulması her zaman istenebilir. Ara kararı niteliğinde olan yürütmenin durdurulması istemleri üzerine verilen kararlara karşı, düzeltme yoluna gidilemediği gibi, temyiz yoluna da gidilemez. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlara karşı, 7 gün içinde, bir kez yasada gösterilen yargı yerlerine “itiraz” edilebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir (m.27/6).
Yürütmenin durdurulması, yargı görevinin bir parçasını oluşturur. Mahkeme, önüne gelen uyuşmazlığı karara bağlarken, davacıya yapılan haksızlığın giderilmesi, ya da zararın azaltılması için gereken önlemleri alabilir. Yargı denetiminin etkinlik kazanabilmesi için, yargıç, yargı denetiminin amacına uygun ger türlü önlemi alabilmelidir.
Yürütmeyi Durdurma Kararının Uygulanması
Yürütmenin durdurulması kararı, bir mahkeme kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, idare bu karara uymak zorundadır. Yürütmenin durdurulması kararlarının, diğer yargı kararları gibi, idare tarafından yerine getirilmesi yasal bir zorunluluktur. Bu konuda idareye herhangi bir takdir yetkisi tanınmamıştır. İYUK, idari yargı kararlarının yerine getirilmesinde, bazı yeni düzenlemelere gitmiştir. Buna göre, yürütmenin durdurulması kararlarının, diğer idari yargı kararları gibi, 30 gün içinde idarece yerine getirileceğine ilişkin olan kuraldır (İYUK M.28/1). Yürütmenin durdurulması kararının geriye yürür bir biçimde sonuç doğurması, başka bir deyişle, dava konusu olan işlemin yapıldığı andan önceki durumun geri gelmesidir.
Yürütmenin durulması kararı üzerine, eski durumun geri gelmesi, kimi durumlarda kendiliğinden, kimi durumlarda da idarenin alacağı yeni bir karar ile olur. Örneğin; kapatma kararının iptali için açılan davada, yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, idarenin ayrıca kapatılan yerin yeniden açılmasına karar vermesine gerek yoktur.
Yürütmenin Durdurulması Kararı Verilemeyecek Haller
Anayasa’ya göre (m.125), “İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Dolayısıyla bu şartları ihtiva etmeyen durumlarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecektir.
Öte yandan, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim seferberlik ve savaş halinde, ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin yasa ile sınırlanabileceği de Anayasa’da öngörülmektedir.
Yürütmenin Durdurulması Kararına Nasıl İtiraz Edilir?
Yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz yerleri, yürütmeyi durdurma kararını veren yargı yerine göre değişmektedir:
- Danıştay dava dairelerince verilenlere, konusuna göre, ya idari, ya da Vergi Dava Daireleri Kuruluna;
- Bölge idare mahkemelerince verilenlere karşı, en yakın bölge idare mahkemesine;
- İdare ve vergi mahkemelerince, kurul, ya da tek yargıçla verilenlere karşı, bölge idare mahkemesine;
- Çalışmaya ara vermesi süresi içinde ise, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı, en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye itiraz edilebilir.
İtiraz süresi 7 gündür. Bu süre, yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararın tebliğ edildiği günü izleyen günden itibaren işlemeye başlar. İtiraz yoluna bir kez başvurulabilir. İtiraz yerinin aldığı karar kesindir (İYUK M.27/6). Yürütmeyi durdurma istemleri, iptal davası içinde yapılan bir ara istemdir. Bu konuda, idari yargıya getirilmiş olan itiraz yolu ile, yürütmenin durdurulması konusunda alınmış olan arar kararının başka bir yargı yerince yeniden incelenmesi sağlanmaktadır.
Yürütmenin Durdurulması Kararına İtiraz Dilekçesi Örneği
T.C.
İSTANBUL 9. VERGİ MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR.
DOSYA NO : 2024/…
DAVACI : AHMET (…)
VEKİLİ : Av. Buğra ÇAPA
DAVALI : İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
KONU : Sayın Mahkemeniz Huzurunda Görülmekte Olan Hisar Vergi Dairesi Müdürlüğünce Tanzim ve 03/12/2019 Tarihli Tebliğ Olunan 11/10/2019 Düzenleme Tarihli ve (…) Takip Numaralı Ödeme Emrinin İptali ve Yürütmenin Durdurulması İstemidir.
AÇIKLAMALAR :
Huzurunuzda görülmekte olan işbu davanın konusu, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Hisar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/(…) E. Ve 2019/4(…)K. Sayılı ilama ilişkin karar ve ilam harcının tahakkuk edilmesi ve buna dayalı olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Hisar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 11/10/2019 Düzenleme Tarihli ve (…) Takip Numaralı Ödeme Emrinin İptali ve Yürütmenin Durdurulmasına ilişkindir.
Dolayısıyla İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/(…) E. Sayılı kararı henüz kesinleşmemiş ilamı ile uygulanan davaya konu olan harcın kesintisi ve işbu kesintiye bağlı olarak düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekmektedir. İstanbul Vergi Dairesi Hisar Vergi Müdürlüğü hukuka aykırı bir işlem yapmıştır. Söz konusu idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulmasını Sayın Mahkemenizden talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur. Önemle belirtmemiz gerekir ki, davalı idareye 2577 s. İYUK’un ilgili hükümleri uyarınca 30 günlük cevap ve savunma süresi verilmiş olup, davalı idare tarafından süresi içerisinde cevap verilmemiştir.
ŞEKİL YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIK
Şekil unsuru İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. Maddesinde düzenlenmiş olup, hem işlemin dış görünüşünü hem de işlemin hazırlanış usulünü ifade etmektedir. Dolayısıyla idari usul kavramını da içerdiği kabul edilmelidir. Davaya konu idari işlem tesis edilirken İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin ilgili karar ilamına dayalı ilamının KESİNLEŞMESİ BEKLENMEKSİZİN vergi cezası hukuka açıkça aykırı bir şekilde kesilmiştir. Halbuki karar ve ilam harcı kararın kesinleşmesi itibari ile ödenmesi gereken bir harçtır. Açıklanan bu sebeple davacı müvekkil aleyhine kesilen mahkeme harçlarının öncelikle kıyas ilkesi gereğince iptal edilmesi gerekmektedir.
SEBEP YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIK
İdari işlemden önce gelen ve idareyi belirli bir işlem yapmaya sevk eden etkenler, idari işlemin sebebi olarak kabul edilmektedir. Diğer bir söyleyişle sebep unsuru idareyi işlem yapmaya sevk eden saik, işlemin gerekçesidir. Herhangi bir idari işlemin hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi için öncelikle sebep unsurunu içermesi gerekmektedir.
Davaya konu olan olaya baktığımızda ise İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2014/(…) E. 2018/437(…) K. sayılı ilamı ile yerel mahkemece müvekkil aleyhine karar verilmiş olup, müvekkil tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı idarece kesilen vergi cezası henüz kesinleşmemiş bir ilama dayalı olup, yetmezmiş gibi bu cezaya binaen icra takibi de başlatılmıştır. Bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2019/(…) E. Sayılı lehe olan kararı dikkate alınarak davaya konu harç kesilmesi ve buna ilişkin ödeme emrinin iptali gerekmektedir. Kesinleşmemiş olan karara ilişkin kesilen vergi cezası ve buna ilişkin ödeme emri, sebep yönünden usul ve yasaya aykırı olmasından ve kıyas ilkesi gereğince iptali gerekmektedir.
KONU YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIK
Bir idari işlemde konu unsuru idari işlemin doğuracağı sonuç olarak değerlendirilmektedir. Bu yönüyle somut olayımızı değerlendirdiğimiz de ise davaya konu idari işlemin konu yönünden de hukuka aykırı olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Zira bu hususta Danıştay pek çok yerleşik içtihatında açıkça “hangi alanların aykırılıktan etkilenen alan olarak kabul edildiği, başka bir ifadeyle aykırılıktan etkilenen alanın nasıl belirlendiği tam olarak ortaya konulmaksızın verilen para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı” hüküm altına alınmıştır.
AMAÇ YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRILIK
Her idari işlemin bir amacı olmalıdır. Bu amacın kamu yararı olduğu kabul edilmektedir. Bu yönüyle yapılacak bir değerlendirmede somut olayımızda davaya konu idari işlemde kamu yararının varlığından bahsedilebilmesi mümkün değildir. Sayın Mahkemenizden iptali talep edilen idari işlemin uygulanmasında herhangi bir kamu yararı bulunmamaktadır. İstinaf süreci sonucunda yerel mahkemece verilen karar, müvekkil lehine kaldırılmıştır. Bu sebeple İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vermiş olduğu ve KESİNLEŞMEMİŞ olan kararına dayalı olarak icra takibi başlatılması amaç yönünden hukuka aykırıdır.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR
İYUK m. 27 “Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler” şeklinde düzenlenmiştir. Yukarıda detaylarıyla izah edildiği gibi davaya konu idari işlem açıkça hukuka aykırı olup, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep zorunluluğu doğmuştur.
SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle; davalı idarenin Hisar Vergi Dairesi Müdürlüğünce yukarıda bilgileri yer alan Ödeme Emrinin İptali ve Yürütmenin Durdurulması kararı verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Vergi Davalarında Yürütmenin Durdurulması Usulü Nedir?
İYUK ile, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların özellikleri dikkate alınarak, özel bir düzenlemeye gidilmiştir. İYUK M.27/3’e göre “vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur.” Bu tür davalarda, yükümlülerin ayrıca yürütmenin durdurulmasını istemelerine gerek yoktur; davanın açılması ile yürütme kendiliğinden durur. Vergi davaları ile ilgili yürütmenin durdurulması kuralının dört istinası vardır. Bunlar;
- İYUK M.27/3’e göre “işlemden kaldırılan vergi davası” dosyaları için, dava açılmakla, daha önce durmuş olan tahsil işlemine yeniden devam edilir. Eğer, işlemden kaldırılmış olan dosya için yürütmenin durdurulması kararı verilmiş ise, bu karar da, kendiliğinden hükümsüz kalır.
- İşlemden kaldırılan dosyanın “yeniden işleme konulmasının”, tahsil işlem üzerinde herhangi bir etkisi yoktur, tahsil işlemine devam edilir. Bu gibi durumlarda, tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Tahsil işleminin durdurulabilmesi için, yükümlünün vergi mahkemesinden yürütmenin durdurulması kararı alması gerekir.
- “İhtirazi kayıtla” verilen beyannameler üzerine salınan mali yükümlülüklerle ilgili tahsil işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Tahsil işleminin durabilmesi için, yükümlünün vergi mahkemesinden, yürütmenin durdurulması kararı alması gerekir.
- Vergi ve benzeri mali yükümlülüklere karşı, vergi mahkemelerinde açılan davanın yürütmeyi durdurması, “temyiz aşamasını” kapsamaz. Temyiz aşamasında da, tahsilatın durması için, temyiz yerinin yürütmenin durdurulmasına karar vermesi gerekir.
İptal Davasının Açılması İle Doğrudan İdari İşlemin Yürütmesi Durur Mu?
İdari yargı kapsamında dava açılması doğrudan ilgili idare işleminin yürütmesini durdurmaz. Mahkemenin bu yolda bir kararı yoksa da yasada açıkça öngörülmemişse, yürütme kendiliğinden durmaz. Buna karşılık, vergi uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda, dava açılması yürütmeyi durdurur.
Yürütmenin Durdurulması İsteminin Reddi Halinde Ne Yapılabilir?
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebin reddedilmesi halinde, ilgili kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilir.
Yürütmenin Durdurulması Kararı İdare Tarafından Yerine Getirilmezse Ne Olur?
Yürütmenin durdurulması kararlarının yerine getirilmemesinden, diğer yargı kararlarında olduğu gibi, hizmet kusuru nedeni ile idare ve kişisel kusur neden ile de kamu görevlisi sorumludur.
İdarenin Sorumluluğu
Yürütmenin durdurulması kararları, iptal kararları gibi, idare tarafından yerine getirilmesi gerekir. Bu gereğe uymayan, ya da uymakta geciken idare, ağır bir hizmet kusuru işlemiş olur. İdare, böyle bir davranışı ile verdiği maddi ve manevi zararları karşılamak zorundadır. Zararın, idare tarafından karşılanmış olması, yürütmenin durdurulması kararının yerine getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Başka bir deyişle, tazminat verme, kararın yerine getirilmesinin yerini tutmaz; idareyi, kararı yerine getirme yükümlülüğünden kurtarmaz.
Kamu Görevlilerinin Kişisel Sorumluluğu
Yürütmenin durdurulması kararını kasten yerine getirmeyen, başka bir deyişle, uygulamayan kamu görevlisi kişisel olarak sorumludur. İdarenin, hizmet kusurundan dolayı sorumlu olması, kamu görevlisinin kişisel sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İdare ile kamu görevlisinin sorumluluğu ortaktır.
Temyiz ve İstinaf Aşamasında Yürütmenin Durdurulması
İYUK M.52/1 uyarınca; “Temyiz veya istinaf yoluna başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini durdurmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya istinaf başvurusunu incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir. Davanın reddine ilişkin kararlara karşı temyiz ya da istinaf yoluna başvurulması halinde, dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi 27 nci maddede öngörülen koşulun varlığına bağlıdır.”
2. İptal davalarında teminat istenmeyebilir.
3. İdareden ve adli yardımdan yararlananlardan teminat alınmaz.
4. Temyiz ve istinaf incelemesi sırasında yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar kesindir.
5. Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.
Yürütmenin Durdurulması Kararı Adli Tatilde Verilebilir Mi?
İdare ve vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay daireleri 20 Temmuz – 31 Ağustos arasındaki tarihlerde adli tatil uygulaması yapmakta ve çalışmaya bu süreler içerisinde ara vermektedir. Adli tatil süresi içerisinde, İYUK’taki süreler işlememekte ve sürenin son gününün adli tatile denk gelmesi halinde, ilgili süre adli tatil tarihinin sona erdiği tarihinden itibaren 7 gün uzamaktadır.