Mühür Bozma Suçu ve Cezası
Mühür bozma suçunda, devlet mühürlediği eşyanın aynen korunmasında gördüğü kamu yararının gerçekleşmesine yönelik iradesine karşı gelmeyi cezalandırmaktadır. Eşyayı mühür altına almakta “kamu menfaati” gören devletin bu idari faaliyet ve tasarrufunu ortadan kaldıran mühür bozma, kamu idaresinin işleyişine karşı bir suç niteliği taşır.
Bu yazımızda “mühür bozma suçu ve cezasına” ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınızla ilgili detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Mühür Bozma (Mühür Fekki) Suçu Nedir? (TCK 203)
Mühür bozma suçunun konusu mühür ve mühür altına alınan eşyadır. Bu suçta yasaklanan fiil; “kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığını aynen korumasını sağlamak için konulan mührün kaldırılması veya konuluş amacına aykırı hareket edilmesidir”.
Mühür bozma seçimlik hareketli bir suçtur. Fail, ya mührü kaldırmalı ya da mührü kaldırmaksızın konuluş amacına aykırı hareket etmelidir. Bu hareketlerden birinin yapılması suçun oluşması için yeterlidir. Her ikisinin gerçekleştirilmesi halinde de yine tek suç vardır.
Mührün kaldırılması; üzerine konulduğu eşyadan ayrılması, kırılması, koparılması, sökülmesi anlamına gelmektedir. Mührün kaldırılması ile suç gerçekleşir. Hareketin bu şekli bakımından failin mührü bozduktan sonra, eşyaya müdahale edilmemelidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun karar verdiği bir olayda özetle; mühürleme işlemi gazinonun bir yöndeki pencerelerine yapılmış, kapı mühürlenmemiş, sanık mühre dokunmaksızın kapıyı kullanarak gazinoyu işletmeyi sürdürmüştür. Yargıtay Ceza Genel Kurulu “sanık mühre rağmen gazinosuna girerek, normal faaliyetleri sürdürmek suretiyle, devletin nüfuz ve itibarını sarsmıştır. Bu nedenle suç bütün unsurları ile oluşmuştur” şeklinde karar vermiştir.
Türk Ceza Kanun’unda mühür bozma suçuna neden olan hareketler seçimlik olarak öngörülmüştür. Fail ya mührü bozmalı ya da mührü bozmaksızın konuluş amacına aykırı olarak eşyaya müdahale etmelidir. Mühür bozulduktan sonra gerçekleştirilen fiiller, cezalandırılmayan sonraki hareketlerdir. Örneğin; hırsız çaldığı malı, sonradan tahrip etse, hırsızlıktan başka ayrıca mala zarar vermeden sorumlu olmaz. Mühür bozma suçu sırf hareket suçu olduğundan, bu suçun tamamlanabilmesi için herhangi bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz. Yani mühür bozmaya konu edilecek tüm eylemler suçun oluşması için yeterlidir.
Mühür Bozma (Fekki) Suçunun Cezası
5237 Sayılı Türk Ceza Kanun’un 203. maddesi uyarınca; “Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”
TCK m.203/1 uyarınca failin; mührü kaldırması, gizlemesi veya şekil değiştirmesi gibi hareketlerin yanı sıra, mührün konuluş amacına aykırı hareket etmesi halinde de mühür bozma suçu oluşacaktır
Mühür Fekki (Bozma) Suçu Nasıl İşlenir?
A- Konulan Şey “Mühür” Olmalıdır.
Mühür; “üzerinde işlem yapılan eşyanın; başkasının tesir ve tasarruf alanından çıkarılmasını sağlamak için konulduğunu belirtir biçimde, eşya ya da muhafazası üzerine konulan maddi işaretlerdir.” Maddi yapısı önemli olmayan mühür, herhangi bir nesneden (kurşun, balmumu, sıkıştırılmış mukavva, üzerinde işaret bulunan yapıştırılmış bir kağıt) olabilir. Burada önem arz eden husus, mührün kamu otoritesinin iradesini açıklamaya elverişli olmasıdır.
B- Mühür Konulmuş Olmalıdır.
Devletin iradesini simgeleyen mührün konulmasındaki amaç eşyanın mevcut halinin korunmasıdır. Bu halde suçun oluşması bakımından, konulmuş bir mührün bulunması zorunludur. Mühürleme yapıldığına dair tutanak tutulması yeterli olmayıp, fiilen yasal şekil ve şartlara uygun bir mühürleme işlemi yapılmış, mühür konulmuş bulunmalıdır. Emsal bir olayda, mühürleme yapılmadığı ileri sürülüyorsa gerçek durum araştırılmalıdır. Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda; “Tutanağı düzenleyen görevlilerden mühür koyup koymadıkları açıkça sorularak cürmi eylem öncesi var olması gereken mühür ön koşulunun” gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekmektedir denmektedir. Mührün mutlak surette eşyanın kullanılmasını imkansız kılacak biçimde konulmuş bulunması aranmaz. Örneğin; bir işyerinin kapısının mühürlenmesine karşın, penceresinden içeri girme olanağının bulunması, mühürleme işleminin geçerli olmasına engel değildir. Buna karşın mühürleme, neye ilişkin olarak yapıldığını karışıklığa neden olmayacak ve açık bir biçimde konulmuş olmalıdır. Örneğin; kapının sadece bir kanadına, dolabın sadece bir çekmecesine mühür konulması durumunda TCK m.203 anlamında mühürleme yapılmış olmaz.
C- Mühür, Bir Şeyin Saklanmasını veya Varlığının Aynen Korunmasını Sağlamak İçin Konulmalıdır.
Taşınır ya da taşınmaz eşyaya mühür konulmasının sebebi, bu mal üzerinde kimsenin tasarrufa bulunmamasını ve malın mevcut varlığının korunmasını sağlamaktır. Nitekim TCK’nın 203. Maddesinde bu husus; “bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için” denilmek suretiyle belirtilmiştir. Dolayısıyla mührün yalnızca bahse konu amaçlarla konulmuş olması gerekir. Örneğin; Belediye tarafından imara aykırı biçimde yapıldığı saptanan inşaatın mühürlenmesinin anlamı, inşaatın imara aykırı biçimde tamamlanmasını engellemektir. Maddede sayılan bu iki hal dışında bir maksatla konulan mührün bozulması, inceleme konusu suçu oluşturmaz.
D- Mühür Kanun veya Yetkili Makamların Emri Uyarınca Konulmalıdır.
Türk Ceza Kanun’un 203. Maddesinde; “kanun veya yetkili makamların emri uyarınca… konulan mührün” kaldırılması suç sayılmaktadır. Şu halde mühür, yetkili makamların emri ile ya da doğrudan kanunun bir buyruğu olarak konulmuş olmalıdır. Mührü koyan kamu görevlisi şahsi iradesine göre hareket etmişse, bu koşul gerçekleşmez. Örneğin; trende görevli bir memur, yolcuya yardım etmek, hırsızlığı önlemek için yolcunun bavuluna demiryolu idaresine ait mührü koysa, kanun veya yetkili makamların emrine binaen hareket ettiği söylenmez ve böyle bir mührün sökülmesi de suç teşkil etmez. Mühür doğrudan kanunun emrini icra dolayısıyla konulsa dahi, her halde mührü koyma iradesinde bulunan kişinin veya fiilen mühür koyan kimsenin devletin yetkili görevlisi olması şarttır. Mühür koyma yetkisi özel hukuk veya kamu hukukundan kaynaklanabilir.
Cezanın Ertelenmesi ve Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden belirli şartlarla vazgeçilmesidir. Mühür bozma suçunda verilecek cezanın 2 yıldan az olduğu halde cezanın ertelenmesi söz konusu olabilecektir. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın 5 yıl süre içerisinde tekrar kasten bir suç işlenmediği takdirde açıklanmaması ve hukuki manada sonuç doğurmaması manalarına gelir. Mühür bozma suçunda sanığa verilecek ceza 2 yıl veya altında ise HAGB söz konusu olabilecektir.
Mühür bozma suçunda hapis cezası ve adli para cezası seçimlik olarak öngörülmüştür. Mühür bozma suçundan kaynaklı olarak hapis cezasının tayin edildiği durumlarda, hapis cezası adli para cezasına çevrilmeyecektir. Ancak suçun işleniş biçimine göre hakim, hapis cezası yerine fail bakımından adli para cezası öngörebilir.
Şikayet Süreci ve Zamanaşımı Kavramı
Mühür bozma suçu şikayete tabi bir suç değildir. Mühür bozmaya yönelik ihbar üzerine suç, savcılık makamı tarafından resen takip olunur. Mühür bozma suçu yönünden dava zamanaşımı süresi ise 8 yıldır. Dolayısıyla mühür bozmaya yönelik eylemler dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde soruşturulabilir niteliktedir.
Yetkili ve Görevli Mahkeme
Mühür bozma suçunda, suçun işlendiği yerde bulunan “Asliye Ceza Mahkemesi” hem görevli hem de yetkili mahkeme konumundadır.
Mühür Bozma Suçunda Tekerrür
Tekerrür, daha evvel işlenen bir suçun cezasının kesinleşmesi sonrasında yine belli bir süre içerisinde aynı suçun tekrar işlenmesi durumudur. Mühür bozma suçunda tekerrür ancak ilk gerçekleştirilen mühür bozma suçu gerçekleştiğinde uygulanabilir. Tekerrür hükümlerine yönelik süreler ise Türk Ceza Kanunu m.58’de düzenlenmektedir.
Failin aynı suç işleme kararıyla birden fazla mühür bozma suçunu işlediği hallerde diğer koşulları da varsa zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır (TCK m.43/1).
Mühür Fekki Fiilini İşleme Kastı Nasıl Tespit Edilir?
Mühür bozma suçu kasten işlenebilir. Suçun oluşması açısından failin belirli bir amaçla hareket etmiş olmasının önemi yoktur. Failin, mührün yetkili makam tarafından konulduğunu, bu mührün eşyanın varlığını koruma veya varlığını sürdürme amacını güttüğünü, yaptığı hareketin mührü sökmeye ya da konulmuş amacına aykırı hareket etmeye yönelik bulunduğunu bilmesi ve bu hareketi istemesi gerekli ve yeterlidir. Failin mührü koyanın yetkisiz olduğunu veya kendisinin mührü sökmeye yetkili bulunduğunun zannetmesi gibi yanılgıları, hataya ilişkin kurallar çerçevesinde (TCK m.30) değerlendirilecektir.
Etkin Pişmanlık Var Mıdır?
Etkin pişmanlık, suç işlendikten sonra failin pişman olması ve işlediği fiilden ötürü meydana gelen zararı gidermeye çalışmasıdır. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanacağı suç tipleri istisnaidir ve ilgili suç tiplerini tanımlayan kanun maddelerinde belirtilmiştir. Ancak mühür bozma suçu yönünden etkin pişmanlık hükümleri düzenlenmediğinden uygulanması da söz konusu değildir.
Şikayete Bağlı Mıdır?
Mühür bozma suçu şikayete tabii bir suç değildir. Failin, mührü bozması nedeiyle ihbar edilmesi ile birlikte suç, savcılık tarafından re’sen yani kendiliğinden soruşturulur.
Yüz Kızartıcı Bir Suç Mudur?
Yüz kızartıcı suçlar özel bir kanunla sayılı olarak belirtilmiştir. Mühür bozma suçu kanunun yüz kızartıcı olarak belirlediği suç tiplerinde bulunmamaktadır. Bu sebeple mühür bozma suçu yüz kızartıcı bir suç tipi değildir.