Borçtan Kurtulma Davası
İcra Mahkemesince itirazı geçici olarak kaldırılan borçlu, aleyhine başlatılmış olan icra takibine devam edilmesini önlemek için, yedi gün içinde bir dava açabilir. Bu dava yoluna ise borçtan kurtulma davası denilmektedir (İ.İ.K M.69/2).
Bu yazımızda borçtan kurtulma davasına ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınızla ilgili detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Borçtan Kurtulma Davası Nedir?
Borçtan kurtulma davası, hukuki niteliği bakımından bir menfi tespit davasıdır. Borçlunun, icra takibi sonuçlanıncaya kadar menfi tespit davası açma hakkı vardır (İ.İ.K M.72). Ancak borçlu, menfi tespit davasını itirazın geçici kaldırılması kararından itibaren yedi gün içinde açarsa, dava borçtan kurtulma davası adını alır.
Şu halde, borçtan kurtulma davası, icra hukukuna özgü bir terimdir ve ancak itirazın geçici kaldırılması kararı üzerine yedi gün içinde açılan menfi tespit davasına verilen bir isimdir. Bu yedi gün geçtikten sonra, borçlunun borçlu olmadığının tespiti için açacağı bütün davalar, olağan birer menfi tespit davasıdır.
Borçtan Kurtulma Davası Nasıl Açılır?
İtirazı geçici olarak kaldırılan borçlu, borçlu olmadığına inanıyorsa aleyhine başlamış olan icra takibinin iptal edilmesini sağlamak için İ.İ.K M.69/2 uyarınca; “İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir.”
Borçtan kurtulma davası açılmazsa, itirazın geçici kaldırılması kararı kesinleşir. Bunun üzerine alacaklı icra takibine devam edilmesini, yani kesin haciz isteyebilir. İ.İ.K M.69/3 uyarınca; “İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir.”
Borçlu, itirazın geçici olarak kaldırılmasına karar verilmeden önce, genel mahkemede borçlu olmadığına ilişkin bir menfi tespit davası açmışsa, artık itirazın geçici olarak kaldırılması üzerine yedi gün içerisinde bir borçtan kurtulma davası açamaz. Daha önce açılmış olan menfi tespit davası M.69/2 anlamında bir borçtan kurtulma davası yerine geçer ve icra takibi bu davanın sonuna kadar durmaya devam eder. Menfi tespit davasının, borçtan kurtulma davasına dönüşmesi için, davacının, mahkemenin kendisine vereceği uygun bir süre içerisinde asıl alacak üzerinden yüzde on beş teminatı (M.69/2) yatırması gerekir. Davacı bu süre içerisinde teminat yatırmazsa, menfi tespit davası borçtan kurtulma davasına dönüşmez. Davaya normal bir menfi tespit davası olarak devam edilir.
Borçtan Kurtulma Davasında Taraflar
Davanın tarafları, icra takibinin alacaklısı ile borçlusudur. Burada borçlu davacı, alacaklı ise davalı durumundadır.
Genel hükümlere göre bakılan bu davadaki deliller ve incelenmesi tamamen genel hükümlere tabidir. Alacaklı ve borçlunun taraf rollerinin değişmiş olması, ispat yükü bakımından bir değişiklik getirmez. İspat yükü bakımından da genel hükümler uygulanır. Yani normal olarak, borçlu istenilen alacağın borçlusu olmadığını iddia etmekle yetinecek, alacaklı alacağın varlığını ispat yükünü taşıyacaktır. Alacaklı, alacağını ispat ettikten sonra borçlu, borçlu olmadığı, borcu ödediği, borcun muaccel olmadığı veya zamanaşımına uğradığı gibi hususları tespit edecektir.
Borçtan Kurtulma Davasında Zamanaşımı
Borçlu, borçtan kurtulma davasını, itirazın geçici kaldırılması kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde açmalıdır. Borçlunun, borçtan kurtulma davası açabilmesi için, itirazın geçici kaldırılması kararının kesinleşmesi şart değildir.
İtirazın geçici kaldırılması kararı hakkında kanun yoluna başvurulmuş olsa bile, borçtan kurtulma davasının, geçici kaldırma kararının borçluya tefhim veya tebliğden itibaren yedi gün içinde açılması gerekir. Bu yedi günlük süre hak düşürücü niteliktedir, bu nedenle mahkemece kendiliğinden gözetilir.
Mahkeme, borçtan kurtulma davasının yedi günlük süresinden sonra açıldığını tespit ederse, bu nedenle davanın reddine karar vermemeli, bir ara kararı ile davanı teknik anlamda borçtan kurtulma davası olmadığını açıkladıktan sonra, davaya normal bir menfi tespit davası olarak devam etmelidir.
Borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açmazsa, itirazın geçici kaldırılması kararı kesin kaldırma kararına dönüşür. Yani alacaklı, borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir. Borçlunun mallarına geçici haciz konulmuşsa, geçici haciz de kesin hacze dönüşür (İ.İ.K M.69/3). Borçlunun, süre geçtikten sonra açacağı normal bir tespit davası, icra takibini durdurmaz. Borçlu, bundan sonra ancak İ.İ.K M.71’e göre icra takibinin iptal veya ertelenmesini sağlayabilir; borcu ödemişse, istirdat davası açabilir.
Borçtan Kurtulma Davasında Teminat Gösterme Zorunluluğu
Borçtan kurtulma davasının dinlenebilmesi için, genel dava şartlarından başka, özel bir dava şartı daha kabul edilmiştir. Borçtan kurtulma davasının dinlenebilmesi için borçlunun, ilk duruşma gününe kadar dava konusu alacağın yüzde on beşi oranında bir teminat göstermesi gerekir, aksi halde dava reddedilir. İ.İ.K M.69/2 uyarınca; “Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dava reddolunur”
Borçtan Kurtulma Davasının Olası Sonuçları
Davanın sonuçlarını hükümden önce ve hükümden sonra olmak üzere ayrı ayrı incelemek gerekir.
-
Davanın Hükümden Önceki Sonuçları
Süresi içinde açılan borçtan kurtulma davası ile, borçlunun itirazı üzerine durmuş olan (İ.İ.K M.66) icra takibi durmaya devam eder. Bunun gibi, süresi içinde açılan borçtan kurtulma davası ile, varsa geçici haczin (İ.İ.K M.69/1) kesin hacze dönüşmesi (İ.İ.K M.69/3) de dava sonuna kadar önlenmiş olur.
Borçtan kurtulma davası işlemden kaldırılmış (H.M.K M.150) olsa bile, icra takibi durmaya devam eder. İcra takibine devam edilebilmesi için, alacaklının davayı takip ederek reddettirmesi ve mahkemeden alacağı hükmü icra dairesine vermesi gerekir.
Borçtan kurtulma davasının açılmasından, bu dava sonuncunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadarki süre, bir yıllık haciz isteme süresinin hesabına dahil edilmez (İ.İ.K M.78/1).
-
Davanın Hükümden Sonraki Sonuçları
Borçtan kurtulma davası sonucunda verilen hüküm ile, taraflar arasındaki hukuki ilişki maddi hukuk bakımından kesin olarak karara bağlanır. Yani, verilen hüküm, taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm (H.M.K M.303) oluşturur.
a)Borçlunun Davayı Kazanması
Borçtan kurtulma davası ile birlikte; borçlu davayı kazanırsa, yani borçlu olmadığı tespit edilirse, yapılmış olan icra takibi ve takibin temelini oluşturan ödeme emri, itirazın geçici kaldırılması kararı ve konuşmuşsa geçici haciz hükümsüz kalır. Bundan başka, borçlunun, borçtan kurtulma davasını kazanması ile, icra mahkemesi tarafından mahkum edilmiş olduğu para cezası ve tazminat da kalkar. Artık, alacaklının ilamsız icra takibine devam etmesine imkan yoktur. Borçlunun takip konusu alacağın borçlusu olmadığı mahkeme kararı ile kesin olarak tespit edilmiştir. Ancak, bu sonuçların doğması için hükmün kesinleşmesi gerekir.
Borçlunun haklı çıkması üzerine; mahkeme, alacaklıyı, borçluya dava olunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminat ödemeye mahkum eder (İ.İ.K M.69/5). Bunun için, borçlunun dilekçesinde bu tazminatı istemiş olması gerekir. Buradaki tazminat için alacaklının kötü niyeti şart değildir. Borçlun davayı kazanması halinde, yargılama giderleri de alacaklıya yükletilir.
b)Borçlunun Davayı Kaybetmesi
Borçlu davayı kaybederse itirazın geçici kaldırılması kararı kesin kaldırma kararına dönüşür (İ.İ.K M.69/3) ve alacaklı icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Borçlunun mallarına geçici haciz konulmuş ise, bu geçici haciz de kesin hacze dönüşür ve alacaklı hacizli malların satışını isteyebilir. Borçlu, borçtan kurtulma davasının reddi hakkındaki mahkeme kararı hakkında kanun yoluna başvurmuş olsa bile, alacaklı borçlunun mallarının haczedilmesini ve hacizli malların satışını isteyebilir.
Davayı kaybeden borçlu, yargılama giderlerine de mahkum edilir. Borçtan kurtulma davasını kaybeden borçlu, borçlu olduğu tespit edilen alacak tutarının yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, alacaklıya uygun bir tazminat ödemeye de mahkum edilir (İ.İ.K M.69/5). Borçtan kurtulma davasını kaybettiğinden dolayı borcu ödemek zorunda kalan borçlu, alacaklıya karşı bir istirdat davası açamaz çünkü borçtan kurtulma davası sonucunda verilen hüküm maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder.
Borçtan Kurtulma Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Borçtan kurtulma davası için iki özel yetki kuralı belirtilmiştir. Buna göre iki Yetkili Mahkeme belirlenmiştir;
- Alacaklının yerleşim yeri mahkemesi
- İcra takibinin yapıldığı yer mahkemesi
Borçlu, bu iki yer mahkemelerinden dilediğinde borçtan kurtulması davası açabilir. Ancak tacir veya kamu tüzel kişisi olan taraflar, borçtan kurtulma davası hakkında bir yetki sözleşmesi de yapabilirler (H.M.K M.17).
Borçtan kurtulma davasına bakmakla Görevli Mahkeme; para alacağı olması nedeniyle kural olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Ancak dava konusunun özel görevli mahkemenin görevine girmesi halinde, bu mahkemeler görevli olacaktır.
Borçtan Kurtulma Davası Dilekçesi Örneği
İSTANBUL ANADOLU (…) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DAVACI : (İsim – Soyisim ve T.C/V.K.N)
(Adres.)
VEKİLİ : Av. Buğra ÇAPA
DAVALI : (İsim – Soyisim ve T.C/V.K.N)
(Adres.)
İCRA DOSYA NO : İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2022/(…)E. Sayılı Dosyası
KONU : Davalı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak ikame ettiği İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2022/…. E. Sayılı icra dosyasında borçlu olarak nitelendirilen müvekkilin İcra ve İflas Kanunu M.69 uyarınca borçtan kurtulması talebini ihtiva eder.
- Davalı tarafından ikame edilen İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğü’nün 2022/(…)E. Sayılı Dosyasından müvekkile tebliğ edilen ödeme emrine karşılık süresi içerisinde itiraz edilmiş ancak işbu itiraza karşılık itirazın geçici olarak kaldırılması kararı tesis edilmiştir. İşbu karara karşılık huzurdaki davayı açmak gerekliliği de tarafımızca hasıl olmuştur;
- Öncelikle belirtmek gerekir ki İ.İ.K M.69/1 uyarınca “İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir.” hükmü ile de sabit olduğu üzere süresi içerisinde işbu borçtan kurtulma davası tarafımızca ikame edilmiş olup yine İ.İ.K M.69/2 mucibinde; Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15 ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dava reddolunur. Asıl alacağın yüzde on beşi olan teminat bedeli dosyaya yatırılmıştır (EK-1).
- Dosyada mübrez (EK-2) ödeme emrine de itiraz ettiğimiz üzere bahse konu alacak yönünden müvekkil ibra edilmiş ve taraflar işbu mutabakatı imza altına almışlardır. Bu sebeple alacaklı yönünden iddia edilen borç haksız ve mesnetsiz olup herhangi bir şekilde hukuki gerekçesi de yoktur.
- Tüm bu sebeplerden ötürü, davalı/alacaklının ikame ettiği icra takibi haksız ve yersiz olup hukuki dayanağı yoktur. Tarafımızca ikame edilen borçtan kurtulma davasının kabulü ile birlikte, davalının kötü niyetli başlattığı icra takibi hasebiyle de asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
Davacı / Borçlu Vekili
Av. Buğra Çapa