Usulden Red Nedir?
Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), davaların adil ve etkin bir şekilde yürütülmesi için detaylı bir çerçeve sunar. Bu çerçevede, davaların esasa girmeden reddedilmesine yol açan önemli bir kavram olan “usulden red” yer alır. Usulden red, bir davanın hukuki olarak kabul edilebilir bir biçimde ileri sürülmediği, yani usul şartlarının eksik olduğu veya mevcut yasal düzenlemelere aykırı olduğu gerekçesiyle verilen bir karardır. Bu makalede, usulden red kavramı, nedenleri, sonuçları ve Türk hukuk sistemimizdeki önemi incelenecektir.
Usulden Red Ne Demektir?
Usulden red kavramını açıklamadan önce Usul kavramını açıklamakta fayda vardır.
Usul, hukuk sisteminde bir işin nasıl yapılacağını düzenleyen kuralların tümüne verilen genel isimdir. Diğer bir ifade ile bir hakkın nasıl kullanılacağı, bir davanın nasıl açılacağı, delillerin nasıl sunulacağı gibi konularda yol gösteren düzenlemelerdir.
Usulden Red kavramı, 6100 sayılı Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) çerçevesinde, bir davanın yargılama usulüyle ilgili bir eksiklik ya da hata bulunduğunda mahkemece, davanın esasına girilmeden, dava şartlarının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddedilmesi anlamına gelir.
Dava şartlarının bulunması davanın esasının incelenmesi için gerekli olduğundan davanın başından sonuna kadar var olmalıdır. Bu nedenle davanın başında öncelikle dava şartları incelenir. Hakim dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden inceler, tarafların bu konudaki talepleri ile de bağlı olmayıp davanın başında dava şartlarının bulunduğunu tespit ettikten sonra davanın esasını incelemeye geçilmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava Şartlarının İncelenmesi” başlıklı 115. Maddesinde,
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez” şeklinde düzenlenmiştir.
Usulden Red Kararı Hangi Aşamada Verilir?
Türk Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), davaların usulüne uygun bir şekilde görülmesini ve sonuçlandırılmasını amaçlar. Bu amaçla, dava açılışından itibaren çeşitli aşamalarda incelemeler yapılır ve dava şartlarının varlığı veya yokluğu değerlendirilir.
Bu değerlendirme sonucunda dava şartlarından birinin eksik olması veya hukuki bir engel bulunması durumunda mahkemece “usulden red” kararı verilebilir. HMK, dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağını düzenlediğinden, usulden red kararı davanın herhangi bir aşamasında verilebilir.
- Ön İnceleme Aşaması: HMK’nın 137, 138 ve 140. maddelerinde düzenlenen ön inceleme aşamasında, dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler bulunmaktadır. Bu aşamada, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunludur.
- Duruşma Sırasında: Mahkeme, duruşma esnasında dava şartlarını yeniden değerlendirip usulden red kararı verebilir.
- Herhangi Bir Aşamada: Dava sürecinin herhangi bir aşamasında, mahkemenin kendiliğinden veya tarafların itirazları üzerine dava şartlarının varlığı yeniden değerlendirilebilir ve usulden red kararı verilebilir. Örneğin, davalı tarafın verdiği cevap dilekçesinde, davanın usulden reddine dair bir itirazda bulunması halinde mahkeme bu itirazı değerlendirilir.
Usulden Red Sebepleri Nelerdir?
Hukuki bir uyuşmazlığın çözümüne yönelik başlatılan bir dava, belirli hukuki şartları taşımalıdır. Bu şartların eksikliği veya var olan bir hukuki engeli nedeniyle dava, usulden red edilebilir. Davayı usulden reddetme nedenleri çeşitlidir, bunlar arasında en sık karşılanan nedenler listelenmiştir.
1- Yetkisizlik
- Dava, olay yerinin bulunduğu mahkemeye açılmamışsa.
2- Görevsizlik
- Dava, konusuna göre yetkili olan mahkemeye açılmamışsa (örneğin, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gereken bir işin ceza mahkemesinde açılması).
- Özel yetkili mahkemelerin bulunması: Bazı davalar, özel kanunlarla belirlenen özel yetkili mahkemelerde görülür (örneğin, tüketici davaları tüketici mahkemelerinde).
3- Dava Şartlarının Eksikliği
- Hukuki yararın bulunmaması: Davanın sonuçlanması halinde davacıya bir yarar sağlayamaması.
- Dava konusu belirsizliği: Davanın ne üzerine açıldığı konusunda bir belirsizlik olması.
- Dava konusu bölünmezliğinin ihlali: Bölünemez bir hak veya alacak için kısmi dava açılması.
4- Zamanaşımı
- Hukuki işlemin zamanaşımına uğraması: Davanın konusu olan hak veya alacağın zamanaşımına uğraması.
5- Ön şartların yerine getirilmemesi
- İdari yargı yolunun tüketilmemesi: İdari bir işleme karşı öncelikle idari yargı yolunun tüketilmesi gerekip tüketilmemiş olması.
6- Diğer Sebepler
- Aynı konuda daha önce karar verilmiş olması: Aynı taraflar ve aynı konu hakkında daha önce kesinleşmiş bir karar bulunması.
- Dava dilekçesindeki eksiklikler: Dava dilekçesinde yasal olarak aranması gereken bilgilerin eksik olması.
Usulden Red Kararı Halinde Dava Yeniden Açılabilir Mi?
Usulden red kararları, genellikle davanın hukuki olarak kabul edilebilir olmadığı, yani açılma şartlarını taşımadığı durumlarda verilir. Bu durumlar, yetkisizlik, görevsizlik, dava şartlarının eksikliği gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.
Dava neden usulden reddedildiyse, bu neden ortadan kaldırıldıktan sonra dava yeniden açılabilir. Örneğin; dava yetkisiz bir mahkemeye açılmışsa ve yetkili mahkeme belirlenip dava bu mahkemeye yeniden açılırsa, dava yeniden incelenebilir.
Usulden Red Kararı Halinde Yeniden Açılan Davada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Zamanaşımı: Usulden red kararı, zamanaşımı süresini durdurmaz. Bu nedenle, dava yeniden açılırken zamanaşımı süresinin dolmamış olduğuna dikkat edilmelidir.
- Kesin Hüküm İtirazı: Davalı, yeniden açılan davada, ilk kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini isteyebilir. Ancak ilk kararın sadece usulden red ile ilgili olduğu ve davanın esasına ilişkin bir karar olmadığı savunularak bu itirazın reddi sağlanabilir.
- Dava Şartlarının Tamamlanması: Dava yeniden açılırken, ilk red kararına neden olan eksikliklerin giderilmiş olması gerekir.
- Aynı Konuda Daha Önce Karar Verilmiş Olmaması: Aynı konu hakkında daha önce kesinleşmiş bir karar varsa, yeni bir dava açılamaz.
Örnek Bir Durum
Örneğin, bir kişi yanlış mahkemeye bir alacak davası açmış ve davası usulden reddedilmiştir. Daha sonra doğru mahkemeyi belirleyip davasını yeniden açarsa, bu durumda dava yeniden incelenebilir. Ancak ilk davanın açıldığı tarihten itibaren zamanaşımı süresi işlemeye devam edeceğinden, yeni davanın zamanaşımı süresi içinde açılması gerekmektedir.
Usulden red kararı, davanın sonu anlamına gelmez. Belirli koşullar altında dava yeniden açılabilir. Ancak, bu süreç hukuki bilgi ve deneyim gerektirdiğinden, usulden red kararı alan kişilerin bir avukata danışmaları önemlidir. Avukat, davanın yeniden açılıp açılamayacağını değerlendirerek, gerekli hukuki işlemleri başlatabilir.
Usulden Red Kararına Nasıl İtiraz Edilir?
Bir davada verilen usulden red kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yoluna başvurulabilir.
İstinaf, kararın verildiği mahkemenin üst mahkemesine başvurarak, kararın incelenmesini ve hatalı bulunması halinde bozulmasını istemek anlamına gelir.
Usulden Red Kararını Önleme Yolları Nelerdir?
Usulden red, bir davanın esasına girilmeden reddedilmesi demektir. Bunun en büyük nedenleri, davanın eksik veya yanlış hazırlanmış olması, yetkisiz mahkemede açılması veya diğer usul eksiklikleridir.
Usulden Red Kararını Önlemek için;
- Dava dilekçesini eksiksiz ve doğru hazırlanması: Tüm gerekli bilgileri doğru ve eksiksiz bir şekilde belirtin.
- Yetkili mahkemeyi doğru belirlenmesi: Davanın konusuna göre yetkili mahkemeyi tespit edin.
- Dava şartlarını kontrol edilmesi: Dava açma hakkınızın olup olmadığını, zamanaşımı süresinin geçip geçmediğini kontrol edin.
- Bir avukata danışılması: Dava sürecinde size yol gösterecek bir avukattan destek alın.
Usulden red kararını önlemek için dikkatli bir hazırlık yapmak, doğru mahkemeyi seçmek, dava şartlarını kontrol etmek ve bir avukattan yardım almak önemlidir.
Usulden Red Halinde Vekalet Ücretini Kim Öder?
Usulden red kararının verilmesi durumunda, davayı takip eden avukatın hizmet karşılığı olarak talep ettiği vekalet ücretinin kim tarafından ödeneceği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümleri ve mahkemenin takdiri doğrultusunda belirlenir.
- Davayı kaybeden taraf: Genellikle, usulden red kararı veren mahkeme, vekalet ücretini davayı kaybeden tarafa yükleme kararı verir. Bu, davayı açan tarafın usulden kaynaklanan bir hata yapması ve bu hatanın davanın reddine neden olması durumunda sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
- Davalının kusuru: Eğer davanın usulden reddine neden olan durum, davalının bir kusuru veya ihmali ise (örneğin, davalının cevap vermemesi gibi), mahkeme vekalet ücretini davalıya yükleme kararı verebilir.
- Hususi nedenler: Dava, tarafların kontrolü dışında gelişen hususi nedenlerle reddedilirse (örneğin, davalının ölümü gibi), mahkeme vekalet ücretinin paylaştırılması veya hiç bir tarafa yüklememesi konusunda farklı bir karar verebilir.
- Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi: Bu durumda vekalet ücreti, davanın kabul ve red oranlarına göre paylaştırılır.
Usulden Red Kesin Hüküm Teşkil Eder Mi?
Usulden red kararı, genel olarak kesin hüküm teşkil etmez. Ancak bu durumun bazı istisnaları ve nüansları bulunmaktadır.
Usulden red, davanın esasına girilmeden, yani haklılık veya haksızlık durumuna bakılmadan reddedilmesi anlamına gelir. Bu nedenle, aynı konu hakkında yeni bir dava açılmasının önünde bir engel teşkil etmez.
Usulden red nedeni ortadan kaldırılırsa, aynı dava farklı bir şekilde veya farklı bir mahkemede yeniden açılabilir.
İstisnai Durumlar:
- Aynı nedenlerle tekrar dava açılması: Eğer dava aynı nedenlerle tekrar açılırsa, mahkeme daha önceki usulden red kararını gerekçe göstererek yeni davayı da reddedebilir.
- Kesin yetkisizlik kararı: Bazı durumlarda, mahkemenin o davaya bakma yetkisi olmadığına dair verilen kesin yetkisizlik kararları, ileride aynı konu hakkında dava açılmasını engelleyebilir.
Usulden Red ile İlgili Temel Hukuki Düzenlemeler
Türk Hukuk sisteminde başta Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) olmak üzere Usulden Red ile ilgili çeşitli yasal düzenlemelerde yer alır:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu: Usulden red nedenlerini ve sonuçlarını en kapsamlı şekilde düzenleyen kanundur. Kanunun ilgili maddelerinde, dava şartlarının bulunmaması, yetkisiz mahkemede dava açılması, dava konusunun belirsizliği gibi pek çok usulden red nedeni sayılmaktadır. Örneğin, HMK’nın 114. maddesi dava şartlarını, 115. maddesi ise dava şartlarının incelenmesini düzenler.
- İdari Yargılama Usulü Kanunu: İdari davalarda usulden red nedenleri HMK’ya ek olarak bu kanunda da belirtilir.
- Ticaret Hukuku: Ticaret davalarında usulden red nedenleri, Ticaret Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde düzenlenir.
- İş Hukuku: İş davalarında usulden red nedenleri, İş Hukuku Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde düzenlenir.
Konuyla İlgili Yargıtay Kararları
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ 2012/5823 E. ,2013/61 K.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, telefon aboneliğine dayalı alacak bakımından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve karar yerinde gösterilen gerekçelere, dava değerinin, dava tarihi itibarıyla büyükşehir statüsünde bulunan ilde faaliyet gösteren il hakem heyetinin uyuşmazlıklara bakmakla görevli olduğu parasal sınır olan 2.693,78 TL’nin altında olmasına ve görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra tekrar görevli Tüketici ve Hakem Heyetine başvurulmasının doğal olmasına göre, mahkemece görev sınırı nedeniyle usulden red kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, 14.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2016/23043 E. , 2018/9278 K.
HMK 114. Madde
Taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır.
Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK m. 114/1-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (HMK m. 115/1) Davada, davacı-karşı davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış bulunmasına göre, mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davacı-karşı davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ 2016/7174 E. , 2019/1622 K.
HMK 114
Hukuki yarar davanın açılması anında mevcut olması gereken dava şartlarındandır.
Hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Hukuki yarar dava şartlarından olup (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesi), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır.
Somut olayda; davacılar vekili 332 ve 310 parsel sayılı taşınmazlardan ana yola ulaşabilmesi için kesintisiz geçit hakkı kurulabilmesi amacıyla tespit harici alandan, mahkemece uygun görülecek kısmının davalı Hazine adına tescili ile tescili sağlanan yer üzerinden 332 ve 310 parsel sayılı taşınmazlar lehine geçit hakkı kurulmasını; ayrıca, eldeki davanın 2009/211 Esas sayılı geçit hakkı kurulmasına ilişkin dosya ile birleştirilmesini talep etmiş, daha sonra davacılar vekili 19.01.2016 tarihli celsede, bu davada geçit hakkı taleplerinin olmadığını sadece tescil taleplerinin olduğunu geçit hakkı tesisinin 2009/211 Esas sayılı dosya üzerinden yargılamasının devam ettiğini belirtmiştir. Geçit hakkı kurulması istemine ilişkin 2009/211 Esas sayılı dosyada eldeki davanın açılması için herhangi bir yetki ve süre verilmediği anlaşılmaktadır.
Hukuki yararın dava açıldığı anda mevcut olması gerekir; geleceğe yönelik hukuki yarar bir davanın açılması için yeterli olmadığından, davacıların bu davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yararları bulunmamaktadır.
Mahkemece, davacıların dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.



