Ceza HukukuMakalelerimiz

Israrlı Takip Suçu ve Cezası

Israrlı takip suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sistematik yapısı içerisinde, “Kişilere Karşı Suçlar” başlığını taşıyan ikinci kısmın, “Hürriyete Karşı Suçlar” adlı yedinci bölümü altında, madde 123/A hükmüyle düzenleme altına alınmıştır. Bu suç tipi, bireyin huzur ve sükûnunu, özel hayatını ve kişisel güvenliğini koruma amacı güderek 7406 sayılı Kanun ile 2022 yılında Türk Ceza Kanunu’na eklenmiştir.

Bu yazımızda zimmet suçuna ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınızla ilgili detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

Israrlı Takip Suçu Nedir?

Israrlı takip suçu, bir kişiye yönelik olarak ısrarlı ve tekrarlayan şekilde fiziki veya dijital yollarla temas kurma çabasında bulunmak ya da kişiyi fiilen takip etmek suretiyle, mağdurun huzur ve sükûnunu bozacak, günlük yaşamını olağan akışından sapmasına neden olacak nitelikte rahatsız edici davranışların bütünü olarak tanımlanabilir.

Bu tür eylemler, mağdurun yalnızca kendisini değil, aynı zamanda yakın çevresini ve aile bireylerini de güvenlik tehdidi altında hissetmesine yol açabilecek bir yoğunluk ve süreklilik arz ettiğinde, hukuki yaptırımı olan bir suç tipi olarak karşımıza çıkar.

Israrlı takip; mağdurla istemediği halde sürekli iletişim kurmaya çalışmak, mağdurun işyerine, ikametine veya sıkça bulunduğu yerlere gitmek, sosyal medya ya da iletişim araçları üzerinden rahatsız edici içerikler göndermek gibi çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.

Israrlı Takip Suçu Nasıl Oluşur?

Israrlı takip suçu, mağdurun huzurunu bozacak ve kendisini güvende hissetmesini engelleyecek şekilde, belirli eylemlerin ısrarlı biçimde tekrarlanmasıyla oluşur. Bu suçun oluşabilmesi için failin davranışlarının, sıradan bir rahatsızlıktan öteye geçmesi, mağdurda ciddi bir tedirginlik ve güvenlik kaygısı yaratması gerekir.

Kişinin sürekli olarak takip edilmesi, iletişim araçlarıyla rahatsız edilmesi, mağdurun konutuna, iş yerine ya da sık bulunduğu yerlere ısrarla gelinmesi gibi davranışlar bu suç kapsamında değerlendirilir. Burada önemli olan, eylemlerin tekil olarak değil, belli bir süreklilik ve ısrar içinde gerçekleştirilmiş olmasıdır.

Kanun, bu fiillerin her durumda suç oluşturacağını değil, mağdurda ciddi huzursuzluk yaratması ve güvenliğini tehdit eder nitelikte olması halinde cezai sorumluluğun doğacağını kabul etmiştir. Bu nedenle her rahatsız edici davranış ısrarlı takip olarak nitelendirilmez; fiilin şekli, süresi, yoğunluğu ve mağdur üzerindeki etkisi birlikte değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, ısrarlı takip suçunun varlığından söz edebilmek için failin mağdur üzerinde baskı kurmaya yönelik, tekrarlayan ve rahatsız edici nitelikteki davranışlarının, mağdurda günlük hayatını etkileyen bir huzursuzluk ve güvenlik endişesi oluşturmuş olması gerekmektedir.

Israrlı Takip Suçunun Cezası 2025

Israrlı takip suçu açısından cezanın artırılmasına yol açan nitelikli haller, TCK’nın 123/A maddesinde yer almakta olup, Israrlı bir şekilde, fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Israrlı Takip Suçunun Cezayı Artıran Nitelikli Haller ve Cezaları

Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesinde, ısrarlı takip suçunun daha ağır ceza ile cezalandırılmasını gerektiren bazı özel durumlara yer verilmiştir. Bu haller, suçun nitelikli şekillerini oluşturmaktadır.”

Suçun;

a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,

b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,

c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Bu maddede düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

6 – Israrlı Takip Suçunda Teşebbüs, İştirak, İçtima

Teşebbüs

Israrlı takip suçu, genellikle belli bir zaman dilimine yayılan ve tekrar eden davranışlarla oluşur. Bu yönüyle mütemadi suç niteliği taşır. Ancak, takip eylemleri henüz mağdurun huzurunu bozacak düzeye gelmeden önce dış bir müdahale ile engellenirse, teşebbüsten söz edilebilir. Fail henüz eylemlerini sürdürme aşamasındayken yakalanmışsa, teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulabilir.

İştirak

Bu suç tipi çoğunlukla bireysel işlenmekle birlikte, birden fazla kişinin birlikte hareket etmesi durumunda iştirak hükümleri gündeme gelir. Fail ile birlikte hareket edenler müşterek fail olabilir ya da eylemi yönlendiren kişi azmettirici sıfatıyla sorumlu tutulabilir. Ayrıca suçun işlenmesine yardım eden kişiler de TCK’daki yardım eden sıfatıyla ceza sorumluluğu altına girer.

İçtima

Israrlı takip suçu, aynı mağdura yönelik süreklilik gösteren hareketlerle işlendiğinde tek bir suç sayılır. Ancak fail birden fazla kişiyi ayrı ayrı takip ediyorsa, her biri için ayrı suç oluşur. Takip fiili sırasında tehdit, hakaret gibi başka suçlar da işlenmişse, bu eylemler ayrıca değerlendirilerek gerçek içtima kuralları uygulanabilir. Ancak bazı durumlarda bu fiiller, takip suçunun içinde eriyebilir; bu takdir yargılamayı yapan mahkemeye aittir.

Israrlı Takip Suçunun Soruşturma ve Kovuşturma Aşamaları

Israrlı takip suçu, genellikle mağdurun özel hayatına doğrudan etki eden, psikolojik bütünlüğünü zedeleyen bir davranış biçimi olduğu için, bu suçun yargı süreci de mağdurun beyanı ve şikayetiyle başlar. Hukuken şikayete tabi bir suçtur. Yani önce mağdurun açıkça şikayetçi olması gerekir.

Şikayet üzerine savcılık, olayın detaylarını aydınlatmak üzere soruşturma başlatır. Bu aşamada kolluk güçleri ya da Cumhuriyet Savcılığı, mağdurun anlatımını dinler, varsa tanık beyanlarını alır, güvenlik kamerası görüntüleri, mesajlaşmalar gibi delilleri toplar.

Soruşturma sonunda toplanan deliller, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturuyorsa, savcı bir iddianame hazırlar ve dava açılır. Böylece kovuşturma aşamasına geçilmiş olur.

Kovuşturma süreci, davanın artık mahkemeye taşındığı ve delillerin yargı önünde değerlendirildiği aşamadır. Taraflar dinlenir, deliller sunulur, mağdurun yaşadığı psikolojik etkiler göz önüne alınır. Mahkeme, failin kastını, davranışlarının ağırlığını ve sürekliliğini değerlendirerek bir karara varır.

Israrlı Takip Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Soruşturma sonucunda verilebilecek kararları şöyle sıralayabiliriz;

1- Soruşturma Açılmadan Dosyanın Kapanması (SYOK)

Savcılık, şikayet üzerine yaptığı ön incelemede olayın suç teşkil etmediğini veya yeterli şüphe bulunmadığını değerlendirirse, soruşturmaya geçmeden dosya hakkında soruşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu durum, çoğunlukla soyut veya genel ifadeler içeren başvurularda görülür.

2- Soruşturma Sonrası Takipsizlik Kararı (KYOK)

Savcı, yürüttüğü soruşturma sonucunda ısrarlı takip suçunun oluşmadığına veya eldeki delillerin kamu davası açmaya yeterli olmadığına kanaat getirirse, dosya hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Mağdur bu karara karşı 15 gün içinde itiraz edebilir. (CMK m.173)

3- Dava Açılmasına Karar Verilmesi (İddianame Düzenlenmesi)

Savcılık, olayda suç işlendiğine dair yeterli şüphe bulunduğuna karar verirse, iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Bu aşamadan sonra dosya mahkemeye intikal eder ve kovuşturma süreci başlar.

4- Seri Muhakeme Usulü Teklifi

Israrlı takip suçunun ceza alt sınırı 6 ay olduğundan ve hapis cezası öngördüğünden teorik olarak seri muhakemeye uygundur. Ancak şikayete bağlı olması, mağdurun rızasının gerekmesi ve uygulamada pek tercih edilmemesi nedeniyle nadiren uygulanır.

Israrlı Takip Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin suçu işledikten sonra kendi isteğiyle pişmanlık göstermesi ve kanunda öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde cezasında indirim yapılmasını sağlayan bir ceza hukuku müessesesidir. Diğer taraftan, ısrarlı takip suçu, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar arasında yer almadığından, bu suça etkin pişmanlık hükümlerinin tatbiki mümkün değildir.

Israrlı Takip Suçunda Zamanaşımı Kavramı

Israrlı takip suçu, şikâyete bağlı bir suç olup mağdurun, failin kimliğini ve fiili öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet hakkını kullanması gerekir. Bu süre içinde şikayet yapılmadığı takdirde soruşturma yapılamaz, yapılmışsa da kovuşturma mümkün olmaz.

Öte yandan, kamu davası açılması için geçerli olan dava zamanaşımı süresi ise bu suç tipi açısından sekiz yıldır. Yani suçun işlendiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde dava açılmazsa, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilir. Dolayısıyla bu tür dosyalarda hem altı aylık şikayet süresi, hem de sekiz yıllık dava zamanaşımı süresi dikkatle değerlendirilmelidir. Aksi durumda, usulden red ya da düşme kararlarıyla karşılaşılması mümkündür.

Cezanın Adli Para Cezasına Çevrilmesi Mümkün Müdür?

Israrlı takip suçu kapsamında mahkeme tarafından hükmolunan hapis cezası, belirli yasal şartların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebilmektedir. Ceza hukuku bakımından adli para cezası, suç karşılığında öngörülen yaptırımlardan biri olup, hem asli ceza olarak tek başına hem de hapis cezasının yerine geçmek üzere uygulanabilir. Mahkeme, failin kişisel ve sosyal özelliklerini, suçun işleniş biçimini ve yeniden suç işleme olasılığını göz önünde bulundurarak, kısa süreli hapis cezasını adli para cezasına çevirmeye takdiren karar verebilir.

Israrlı Takip Suçunda İstinaf Süreci Nasıl İlerler?

Israrlı takip suçu nedeniyle verilen mahkumiyet ya da diğer hükümlere karşı, ilk derece mahkemesi kararının istinaf yoluyla denetlenmesi mümkündür. Bu yola başvurmak isteyen kişi, kararı veren mahkemeye hitaben yazılı bir dilekçe sunmakla veya zabıt katibine beyanda bulunarak istinaf talebinde bulunabilir.

Başvuru süresi, hükmün tefhim veya tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gündür. Yasal sürede başvuru yapılmaması hâlinde hüküm kesinleşir ve istinaf kanun yoluna başvurma hakkı sona erer.

Israrlı Takip Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme

Israrlı takip suçlarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise 5271 Sayılı CMK m. 12’de belirtildiği üzere suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili olacaktır.

Basit Yargılama Usulü Uygulanabilir Mi?

Israrlı takip suçunun Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen temel hali, üst sınırının iki yıl hapis cezası olması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca basit yargılama usulü kapsamında değerlendirilecektir. Ancak suçun aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan ve nitelikli halleri içeren durumlarda, yargılama basit usulle değil, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü genel yargılama usulü çerçevesinde yürütülecektir.

Israrlı Takip Suçunda Uzlaşma Mümkün Müdür?

Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesinde düzenlenen bu suç tipi, mağdurun huzur, sükûn ve güvenliğini doğrudan hedef alan bir yapıya sahip olduğundan, Ceza Muhakemesi Kanunu m.253 çerçevesinde uzlaşma kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle soruşturma veya kovuşturma aşamasında uzlaşma yoluna gidilmesi mümkün değildir.

Kanun koyucu, mağdurun korunmasını önceleyerek, bu tür suçlarda faille mağdurun uzlaştırma sürecine dahil edilmesini uygun görmemiştir. Bu bağlamda, ısrarlı takip suçu şikayete bağlı olsa da, uzlaşmaya tabi değildir.

Israr ile Kastedilen Nedir?

Israrlı takip suçunda “ısrar”, kişinin mağdura yönelik rahatsız edici davranışlarını birden fazla kez ve süreklilik gösterecek biçimde sürdürmesidir. Bu tür davranışlar tek başına değil, tekrarlandığında ve mağdurun yaşamını etkileyecek boyuta ulaştığında suç halini alır.

Özellikle mağdurun günlük yaşamında değişikliğe gitmesi, kendini güvende hissetmemesi ya da sosyal çevresinden uzaklaşması gibi sonuçlar ortaya çıkıyorsa, bu durum “ısrarlı takip” kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla, bu suçun oluşabilmesi için davranışların belli bir kararlılıkla yinelenmesi ve mağdurun üzerinde somut bir baskı yaratması gerekir. Yani failin tavırları tesadüfi değil, süreklilik taşıyan ve mağduru rahatsız etmeyi amaçlayan nitelikte olmalıdır.

Israrlı Takip Suçu Şikayete Bağlı Mıdır?

Israrlı takip suçu şikayete tabii bir suç türüdür. Bu nedenle soruşturması ve kovuşturması mağdurun şikayetinden sonra yapılacaktır. Mağdur, faili ve fiili öğrendikten sonra 6 ay içerisinde şikayette bulunmalıdır.

Israrlı Takip Suçunda Deliller Nelerdir?

Mağdurun beyanları, tanık ifadeleri ile birlikte olayın vuku bulduğuna ilişkin somut deliller, ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından belirleyici niteliktedir. Bu unsurlar, suçun işlendiği yönündeki iddianın ispatı bakımından temel dayanaklar arasında yer almakta olup, mahkemece verilecek hükmün gerekçelendirilmesinde önemli rol oynar. Zira ceza muhakemesinde hedef, maddi gerçeğe ulaşmak olduğundan; mağdurun olayla ilgili tutarlı, çelişkisiz ve yaşam deneyimlerine uygun anlatımları, tanık beyanlarıyla desteklendiği ve diğer delillerle örtüştüğü takdirde, delil değerlendirmesinde yüksek ispat gücüne sahip kabul edilir. Bununla birlikte, tüm bu beyan ve delillerin hukuka uygun yöntemlerle elde edilip edilmediği de ayrıca dikkate alınmalıdır. Aksi halde, hukuka aykırı elde edilen deliller hükme esas alınamaz.

Sosyal Medya Üzerinden Mesaj Göndermek Suç Mu?

Sosyal medya üzerinden bir kişiye mesaj göndermek, her durumda suç oluşturmaz. Ancak mesajın içeriği, muhatabın rızası ve iletişimin niteliği dikkate alındığında, bazı hallerde Türk Ceza Kanunu kapsamında suç sayılması mümkündür.

Özellikle, tanımadığı bir kişiye rahatsız edici veya taciz edici nitelikte mesajlar gönderen kimsenin eylemi, kişinin iç huzurunu ve günlük yaşamını olumsuz etkiliyorsa, bu durum kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu (TCK m.123) kapsamında değerlendirilebilir. Eğer mesajlar cinsel içerik taşıyorsa ve muhatabın rızası dışında iletilmişse, bu durumda cinsel taciz suçu (TCK m.105) gündeme gelir.

Bunun yanında, sosyal medya yoluyla sürekli ve ısrarlı biçimde iletişim kurmaya çalışmak, mağduru tedirgin edici veya korkutucu bir hale sürüklemişse, bu durumda da ısrarlı takip suçunu oluşturabilir. Özellikle dijital ortamda gerçekleşen bu tür eylemlerde, failin kimliği ve niyeti, eylemin süresi ve sıklığı gibi unsurlar dikkate alınarak somut olay özelinde değerlendirme yapılması gerekir.

Özetle, sosyal medya üzerinden gönderilen mesajlar bazı durumlarda iletişim özgürlüğü kapsamında kalırken, belirli sınırların aşılması halinde cezai sorumluluk doğurabilir.

Bir Kişiyi Bir Kez Takip Etmek Suç Mu?

Bir kişiyi yalnızca bir kez takip etmek, tek başına ceza hukuku anlamında suç teşkil etmeyebilir. Ancak bu eylemin somut olayda nasıl gerçekleştiği, mağdur üzerindeki etkisi ve failin amacı dikkate alınarak ayrı bir değerlendirme yapılması gerekir.

Türk Ceza Kanunu’nun 123/A maddesiyle düzenlenen ısrarlı takip suçu, failin mağduru ısrarlı bir şekilde fiziken veya iletişim araçlarıyla takip etmesini ve mağdurun huzur ve güvenliğini bozacak davranışlarda bulunmasını cezai yaptırıma tabi kılmıştır.

Bu suçun oluşabilmesi için takip eyleminin tekrarlayıcı ya da süreklilik arz eden nitelikte olması aranır. Dolayısıyla bir kişiye yönelik tek seferlik takip fiili, kural olarak bu suç kapsamında değerlendirilmez. Ancak, takip eylemi mağdurda ciddi bir korku, kaygı veya tehdit algısı yaratmışsa; örneğin mağdurun yaşam tarzını değiştirmesine, dışarı çıkmaktan kaçınmasına ya da çevresini değiştirmesine neden olmuşsa, bu durumda failin eylemi farklı suç tipleriyle örtüşebilir.

Nitekim, takip eylemi tehdit, hakaret ya da cinsel taciz gibi başka bir suçun unsurlarını da barındırıyorsa, ilgili maddeler kapsamında cezai sorumluluk doğabilir. Sonuç olarak, tek seferlik takip her somut olayda suç oluşturmaz; fakat eylemin gerçekleşme şekli, mağdur üzerindeki etkisi ve takip ile amaçlanan sonucun değerlendirilmesi, bu yöndeki hukuki nitelendirmenin temelini oluşturur.

Israrlı Takip Suçunda Yargıtay Kararları

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 24.09.2019 Tarih, 2017/7323 Esas 2019/12883 Karar Sayılı İlamı

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu ile korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin, psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, kanun metninde yazılı bulunan telefon etme, gürültü yapma yada aynı maksatla, hukuka aykırı bir davranışta bulunulması eylemlerini bir kez yapmasının yeterli olmadığı, eylemlerin ısrarla tekrarlanması süreklilik arz etmesi ve sırf kişilerin huzur ve sükununu bozma saiki ile işlenmesi gerekmektedir.

Somut olayda, sanık savunması ve HTS kayıtlarına göre, sanığın aynı gün içinde müşteki …’ye 1 mesaj atıp 1 kez de aradığı, bu itibarla suçun ısrar unsurunun ne şekilde oluştuğu yöntemince açıklanmadan, ayrıca sanığın telefonla arama ve mesaj çekme suretiyle katılan …’yi hakaret ve tehdit ettiği kabul edilerek atılı suçlardan mahkumiyet kararı verildiği göz önüne alındığında, fikri içtima kuralları gereğince ayrıca huzur ve sükûnu bozma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 23.05.2012 Tarih 2010/26303 Esas, 2012/14775 Karar Sayılı İlamı:

Sanığa atılı 5237 sayılı TCK’nın 123.maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozmak suçunun, değişik zamanlarda birden çok kez telefonla arayıp rahatsız etmek şeklinde işlenmesi halinde de eylemin tek suç olacağı gözetilmeden, uygulama yeri bulunmayan aynı kanunun 43. maddesi uyarınca artırım yapılarak sanığa fazla ceza verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 22. 11.2021 Tarih 2021/1858 Esas 2021/9223 Karar Sayılı İlamı:

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Mağdurenin aşamalardaki ifadeleri, savunma, tanık anlatımı ve tüm dosya içeriği nazara alındığında olay günü yürüyerek işe gitmekte olan on yedi yaşındaki mağdureyi kullandığı araçla ısrarlı şekilde takip eden sanığın, korna çaldıktan sonra kendisine bakan mağdureye “gideceğiz yere kadar sizi götüreyim” şeklinde beyanda bulunması eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.11.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Av. Büşra Karasaç Yükkaldıran

Av. Büşra KARASAÇ YÜKKALDIRAN, 2017 yılında Şanlıurfa Tes-iş Anadolu Lisesi'nde öğrenimini tamamlayıp 2022 yılında Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. 2023 Yılında zorunlu yasal stajını tamamlamıştır. Şu an Çapa Hukuk Bürosunda avukat olarak kariyerine devam etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Hemen Bilgi Al!
DİKKAT DOLANDIRILMAYIN!! ÇAPA HUKUK BÜROSU TARAFINDAN KİMSEYE MESAJ ATILMAMAKTADIR. İSTANBUL MERKEZLİ DOLANDIRICILIK FAALİYETİ NEDENİYLE İSMİMİZ KULLANILMAKTADIR. HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILMIŞTIR.
This is default text for notification bar