İcra ve İflas HukukuMakalelerimiz

İstihkak Davası

İstihkak davasının amacı üçüncü kişi tarafından hak iddia edilen mal üzerindeki cebri icra işleminin, yani haczin doğru olup olmadığının belirlenmesidir. Zira haciz ile üçüncü kişinin hakkında müdahalede bulunulmuştur.

İstihkak davasının başarılı bir şekilde sonuçlandırılması için icra hukuku alanında uzman avukatlara başvurulmalıdır. Bu yazımızda istirdat davasına ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınıza ilişkin detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.

İstihkak Davası Nedir?

İcra ve İflas hukukunun benimsediği ilkelerden biri, borçlunun borcuna yetecek kadar olmak koşulu ile haczedilebilir bütün mallarının haczedilmesi ancak borçlunun borcu için üçüncü kişiye ait olan malların haczedilmemesi; haczedilmiş ise mal üzerindeki haczin kaldırılması şeklinde açıklanır. Bu ilkeye rağmen borçlunun malları haczedilirken, aslında üçüncü bir kişiye ait olan mallar da haczedilmiş olabilir.

Örneğin; borçlunun evinde haciz yapılırken orada bulunan bir televizyon borçluya değil, komşusu C’ye ait olduğu iddia edilebilir veya C’nin evindeki bir televizyonun borçluya ait olduğu, borçlunun bu televizyonu C’ye kullanmak için verdiği iddia edilebilir. Yani haciz sırasında borçluya ait bulunduğu çekişmeli olan mallar ile karşılaşılabilir. Bu çekişmeli mallara istihkak iddia edilen mallar denir. İşte, istihkak iddia edilen bu malların hacizden kurtarılması için başvurulan yola da istihkak davası denir.

İstihkak iddia edilen mallar da haczedilir. Böyle bir mal hakkında açılacak istihkak davası üçüncü kişi (örnekte, C) lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar.

Buna karşılık, istihkak davası o malı haczettirmiş olan alacaklı lehine sonuçlanırsa, mal borçlunun sayılır ve alacaklı malın satılmasını ve satış bedelinden alacağının ödenmesini isteyebilir.

İstihkak Davası Nasıl Açılır?

İstihkak davası malın haczedilmesinden itibaren 7 gün içerisinde açılmalıdır. Haczedilen malın kime ait olduğu haciz sırasında bilinememekte ve bu mal çekişmeli hale gelmektedir.

Malın çekişmeli mal statüsünden kurtulmasını isteyen mal sahibi veya borçlu haciz işlemini gerçekleştiren icra müdürlüğünden haczin kaldırılmasını talep etmektedir. Bu talebi icra müdürlüğü alacaklıya bildirmekte eğer alacaklı itiraz etmezse mal üzerindeki haciz kaldırılmaktadır. Fakat alacaklının 3 gün içinde itiraz etmesi halinde ortaya çıkan hukuki durum icra müdürlüğünce mahkemeye bildirilmekte ve istihkak davası açılmaktadır.

İstihkak Davası Şartları

İstihkak davası genel hükümlere göre görülür ve basit yargılama usulü uygulanır (İİK M.97/XI). Dava genel hükümlere göre görülmesine rağmen, Kanun bu dava bakımından işin özelliği gereği ve birtakım kötü niyetli davranışların önüne geçmek için özel ispat kuralları koymuştur.

Öncelikle istihkak davacısı (üçüncü kişi), malı ne suretle iktisap ettiğini ve malın borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve olayları göstermek, bunları ispat etmekle yükümlüdür (İİK M.97/A,II). Bunun dışında taşınır malı elinde bulunduran kimse (borçlu) onun maliki sayılır (İİK M.97/A,I,C.1). Davacı üçüncü kişi bunun aksini ayrıca ispat etmek zorundadır (İİK M.97/A,I,C.4).

Borçlu ile üçüncü kişinin malı birlikte ellerinde bulundurmaları durumunda da mal borçlunun elinde sayılır. Böylelikle kanun koyucu borçlu ile birlikte oturan kişilerin haczedilen malın kendilerine ait olduğunu ispat etmelerini istemiştir. Ancak bu ispat bazı hallerde zor ya da gereksizdir. Bu nedenle Kanun üçüncü kişiler lehine bazı karineler getirmiştir. Nitekim borçlu ile birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyeti açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar, bu kişilerin farz olunur (İİK M.97/A,1,C,2,3). Bunun aksini de iddia eden ispat etmelidir. Böylelikle borçlu kocası ile birlikte oturan kadına ait kürk mantosu veya bilezikleri haczedildiğinde, üçüncü kişi kadın bunların mahiyeti itibariyle kendisine ait olduğunu ileri sürebilecek ve aksini alacaklı ispat etmek zorunda kalacaktır.

İstihkak davası görülürken aynı zamanda dava konusu hakkında haczedilemezlik şikayeti yapılmış ise, şikayet prosedürü ile istihkak davasının birleştirilmesi söz konusu olmaz. Böyle bir durumda şikayetin sonucu istihkak davası için bekletici sorun sayılabilir.

İstihkak Davasında Taraflar

İstihkak davasında, mal borçlunun elinde haczedildiği için dava açma yükü üçüncü kişiye yüklenmiştir. Yani, istihkak davasının davacısı istihkak iddiasında bulunan üçüncü kişidir; davalı ise (haciz koydurmuş olan) alacaklıdır. İstihkak davasında borçlunun da davalı gösterilebilmesi için, borçlunun istihkak iddia edilen malın kendisine ait olduğunu iddia etmiş olması gerekir.

Borçlu, istihkak iddia edilen malın davacı üçüncü kişiye ait olduğunu bildirmişse (İİK M.96/I) veya kendisine verilen üç günlük süre içinde susmak suretiyle istihkak iddiasını zımnen kabul etmişse (İİK M.96/II), bu halde borçlunun taraf olarak gösterilmesine gerek yoktur.

İstihkak davasında davalı durumunda olan alacaklı, davacı üçüncü kişiye karşı İİK M.277-284’de düzenlenen iptal davasını karşı dava olarak açabilir. Bunun için, alacaklının İİK M.277/1’e göre gerekli olan geçici veya kesin borç ödemeden aciz belgesi ibraz etmek zorunluluğu yoktur (İİK M.97,XVII). Alacaklı, bu şekilde açacağı bir karşı dava ile davacı üçüncü kişinin ileri sürdüğü istihkak iddiasının İİK M.277 ve sonraki maddelere göre iptale tabi bir tasarruf sonucu olduğunu ve bu tasarrufun kendisi yönünden iptal edilmesini isteyebilir.

İstihkak Davasına Konu Olan Haklar

Üçüncü kişinin haczedilen mal üzerinde mülkiyet ve rehin hakkı (İİK M.96/1) iddia etmesi istihkak iddiası (İİK M.96/2) şeklinde olur. Ancak M.99’da mülkiyet veya diğer bir ayni haktan söz edilmektedir. Bu durumda, üçüncü kişinin intifa hakkı, irtifak hakkı veya oturma hakkı da istihkak iddiasına ve davasına konu olabilir.

Bundan başka, tapuya şerh verilen önalım (şuf’a), geri alım (vefa) ve alım (iştira) hakları (TMK M.735-736) da iddianın ve davanın konusu olabilir. Buna karşılık, borçlar hukuku alanındaki kişisel haklar, örneğin alıcının satılanı teslim talebi veya kiracının kiralananı teslim talebi, istihkak davasına konu olamaz. Ancak, bazı kişisel hakların da istihkak iddiasının konusunu oluşturmasında zorunluluk vardır. Bu haklar şunlardır; Malik olmayan bir kimsenin başkasına kiraya verdiği şeyi kiracıdan geri isteme hakkı, malik olmayan saklatanın tevdi ettiği (kendisine bıraktığı) şeyi saklayandan geri isteme hakkı ve malik olmayan bir kimsenin başkasına ödünç olarak verdiği şeyi ödünç alandan geri isteme hakkı istihkak davasına konu olabilir.

İstihkak iddiasının konusu, alacaklar da olabilir. Borçlunun borçlusu üçüncü kişi alacağın varlığını inkar ediyorsa, bu uyuşmazlık İİK M.89’a göre veya İİK M.120 mucibinde çözümlenir. Ancak, borçlunun borçlusu alacağın varlığını kabul ediyor ve fakat başka bir üçüncü kişi o alacağın takip borçlusuna değil, kendisine ait olduğunu iddia ediyorsa, bu konudaki uyuşmazlık istihkak davası yolu ile çözümlenir.

Miras Sebebiyle Açılan İstihkak Davası

Miras sebebi ile istihkak davası, mirasçılara, mirasçı sıfatıyla tereke üzerinde sahip oldukları miras hakkını korumak amacıyla düzenlenmiş özel bir dava hakkıdır.

Korunan değer, mal üzerindeki mülkiyet hakkı değildir. Bu nedenle miras sebebiyle istihkak davası ancak mirasçının mirasın açılmasından sonra fiilen zilyetliğini elde edemediği tereke değerleri için açılabilir.

Haciz Sebebiyle Açılan İstihkak Davası

İstihkak iddia edilen hacizli malın borçlu veya üçüncü kişi ya da borçlu ile üçüncü kişinin birlikte elinde bulunmasına göre, istihkak iddiasında ve davasında uygulanacak kurallar (İİK M.96-99) farklıdır.

Haciz sebebiyle açılan istihkak davasında ikili bir ayırım yapmak gerekir. Çünkü uygulanacak işlemler de bu iki duruma göre değişecektir.

Bu iki hal şunlardır:

  • Hacizli Malın Borçlunun veya Borçluyla Birlikte Üçüncü Kişinin Elinde Olması Halinde İstihkak Davası
  • Hacizli Malın Üçüncü Kişinin Zilyetliğinde Olması Halinde İstihkak Davası

Hacizli Malın Borçlunun veya Borçluyla Birlikte Üçüncü Kişinin Elinde Olması Halinde İstihkak Davası

İstihkak İddiası

Borçlunun elinde bulunan bir mal haczedilirken, borçlu bu malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği veya borçlunun elinde haczedilen mal üzerinde bir üçüncü kişi tarafından mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde haczi yapan icra müdürü bu iddiayı (istihkak iddiasını) haciz tutanağına geçirir.

Bunun gibi, borçlunun elinde iken haczedilen bir mal hakkında, bir üçüncü kişi icra dairesine başvurup istihkak iddiasına bulunursa, bu istihkak iddiası da haciz tutanağına geçirilir (İİK M.96/1).

Bir malın haczedilmiş olduğunu öğrenen borçlu veya üçüncü kişi, haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmazsa, aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. (İİK M.96/3).

İcra dairesi, üçüncü kişinin istihkak iddiasını alacaklı ve borçluya bildirerek, bu istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük bir süre verir. Alacaklı ve borçlu, üç gün içinde bu istihkak iddiasına karşı itiraz etmezlerse, istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar (İİK M.96/2). Bu durumda üzerinde istihkak iddia edilen mal, üçüncü kişinin iddia ettiği hak ile birlikte işlem görür. Yani, üçüncü kişinin iddiası mülkiyet hakkı ise, mal üzerindeki haciz kalkar ve mal üçüncü kişiye verilir; üçüncü kişinin iddiası rehin hakkı ise, mal bu rehin hakkı ile yükümlü olarak haczedilmiş sayılır.

İstihkak İddiasına İtiraz Edilmesi

Alacaklı veya borçlu, kendisine verilen üç günlük süre içinde üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz ederse, icra müdürü dosyayı hemen icra mahkemesine verir (İİK M.97/1).

Dosyayı alan İcra Mahkemesi, ilk önce icra takibinin devamı veya ertelenmesi hakkında karar verir. Bu durumda üçüncü kişiden takdir edilecek bir rakam üzerinden teminat alınır.

Davanın Açılması

Üçüncü kişi, takibin ertelenmesi veya devamına ilişkin mahkeme kararının kendisine tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde aynı mahkemede istihkak davası açabilir. Bu süre içinde dava açılmadığı takdirde üçüncü kişi, haciz koyduran alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır ve alacaklı o malın satılmasını isteyebilir (İİK M.97/VI). Üçüncü kişi borçluya karşı da istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılmayıp borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

Üçüncü kişiye bu aşamaya kadar, yukarıda açıklanan şekilde istihkak talebinde bulunma imkanı verilmemişse, üçüncü kişi haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, haczedilmiş olan şey hakkında hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davası açabilir. Ancak mal satılmışsa, dava malın bedeli üzerinden yürütülecektir.

Bu durumda mahkeme acele olarak, satış bedelinin yargılama sonuçlanıncaya kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında veya halin icabına göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi konusunda ayrıca karar verir (İİK M.97, IX,X). Mal satılıp bedeli alacaklıya ödenmişse, artık istihkak davası değil, borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

Hacizli Malın Üçüncü Kişinin Zilyetliğinde Olması Halinde İstihkak Davası

Alacaklının borçluya ait olduğunu iddia ettiği haczedilen mal, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden (İ.İ.K M.102/I) üçüncü kişinin elinde bulunursa, bu üçüncü kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz (İ.İ.K M.99/I-C.1)

Örneğin icra müdürü, borçlunun olduğu ileri sürülen bir işyerine haciz için gittiği zaman orada borçlu ile ilgisi bulunmayan bir üçüncü kişiyle karşılaşırsa ve alacaklı, bu işyerinin ve içindeki eşyanın borçluya ait olduğunu, borçlunun hacizden kurtulmak için dükkanına o üçüncü kişiyi oturttuğunu iddia ederse bu işyerinde bulunan ve borçluya ait olduğu ileri sürülen mallar üçüncü kişinin elinde kabul edilir. Üçüncü kişi, işyerindeki malların kendisine ait olduğunu iddia ederse, icra müdürü, işyerindeki malları haczeder; fakat üçüncü kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu malları elinden alamaz.

İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir (İ.İ.K M.99/1-C.2). Alacaklının icra müdürünün kendisine süre vermesini beklemeden, icra mahkemesinde (üçüncü kişiye karşı) istihkak davası açmasına da engel yoktur.

Alacaklı, icra müdürünün (yedi gün içinde) istihkak davası açması için bir karar verip bu kararını kendisine tefhim veya tebliğ etmesine kadar (ondan sonra da bu yedi gün içinde, İ.İ.K M.99) istihkak davası açabilir. Burada yedi günlük dava açma süresi (İ.İ.K M.97’de olduğu gibi icra mahkemesi tarafından değil) icra dairesi tarafından verilmektedir. İ.İ.K’nun 99. Maddesinde sözü geçen yedi günlük hak düşürücü sürenin başlangıcı, istihkak iddiasının öğrenildiği değil, bu sürenin icra müdürü tarafından alacaklıya verildiği gündür.

İcra mahkemesi, bu iddiayı ancak alacaklının yedi gün içinde açacağı istihkak davasında inceleyip karara bağlar. Alacaklı, icra dairesinin kendisine verdiği yedi günlük süre içinde icra mahkemesinde üçüncü kişiye karşı bir istihkak davası açmazsa, üçüncü kişinin iddiasını kabul etmiş sayılır (İ.İ.K M.99/I-C.3) ve üçüncü kişinin malı üzerine konulmuş olan haciz kalkar.

Alacaklı yedi gün içinde icra mahkemesinde üçüncü kişiye karşı istihkak davası açarsa, icra mahkemesi, bu davayı basit yargılama usulüne göre görür. Bu davada, davacı alacaklı, davalı ise mal elinde haczedilen üçüncü kişidir. Borçlu bu davada kural olarak taraf değildir. (Ancak, alacaklı ve üçüncü kişi sıfatları aynı kişide ise birleşirse o zaman borçlu da zorunlu olarak davanın tarafı olacaktır.) Burada istihkak davasının (İ.İ.K. M.99) açılmasındaki ve davanın tarafları hakkındaki özellik dışında kalan hususlarda, M.97’deki istihkak davası hakkındaki (özellikle yargılama usulüne ilişkin) hükümler uygulanır. Yalnız, bu davada tazminata ilişkin hükümler uygulanmaz.

Alacaklı açtığı istihkak davasını kaybederse, mal üzerindeki haciz kalkar. Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa, mal üçüncü kişiden alınır ve alacaklının talebi ile satılarak bedelinden alacaklının alacağı ödenir.

Üçüncü kişi nezdinde bulunan malın haczi, üçüncü kişinin yokluğunda yapılırsa ve haciz sırasında hazır bulunan/bulunanlar tarafından üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulursa, yukarıda açıklanan kurallar bu olasılıkta da uygulanır.

Alacaklı, borçlunun üçüncü kişideki mallarının haczinde mutlaka İ.İ.K M.99’da düzenlenen istihkak davası yoluna başvurmak zorunda değildir. Alacaklı, İ.İ.K M.89 hükümlerine göre haciz ihbarnamesi göndertmek yoluna da başvurabilir.

İstihkak Davasının Sonuçları Nelerdir?

İstihkak davası sonunda verilen hüküm sadece somut icra takibi bakımından ve davanın tarafları hakkında sınırlı bir biçimde kesin hüküm teşkil eder. Başka bir icra takibinde, taraflar aynı olsa bile kesin hüküm oluşturmaz.
İstihkak davasının amacı taraflar arasındaki hukuki ilişkinin kesin hüküm teşkil edecek biçimde tespiti değildir. Aksine bu davanın amacı, üçüncü kişi tarafından hak iddia edilen mal üzerindeki cebri icra işleminin, yani haczin doğru olup olmadığının belirlenmesidir. Zira haciz ile üçüncü kişinin hakkına müdahalede bulunulmuştur.

Haciz işleminin doğru olup olmadığının tespiti için, önce üçüncü kişi tarafından iddia edilen hakkın doğru olup olmadığının ön sorun olarak çözümlenmesi gerekir. Ancak bir davada mahkemenin ön sorun hakkındaki tespiti kesin hüküm oluşturmaz.

Zira, ön sorunun tespiti hüküm fıkrasına geçirilmez, sadece gerekçede yer alır. Ön sorunun tespiti sadece o dava bakımından hüküm doğurur. Bu nedenle istihkak davasında ön sorun olarak, üçüncü kişinin hacizli mal hakkında ileri sürdüğü hakka sahip olup olmadığının tespiti kesin hüküm oluşturmaz.

Asıl olan dava konusu üzerindeki haczin caiz olup olmadığıdır. İstihkak davası devam ederken haciz kalkarsa istihkak davası konusuz kalır. İstihkak davası sonunda verilen mahkemenin bu kararına karşılık istinaf kanun yoluna başvurulabilir.

Davanın Reddi

İstihkak davasında Mahkeme, üçüncü kişinin istihkak davasını haksız bulursa, istihkak davasının reddine karar verir. Bu kararla mal üzerindeki haciz kesinleşir ve daha önce takibin ertelenmesine karar verilmişse, bu dava dolayısıyla alınması geciken miktarın yüzde yirmisinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilir (İ.İ.K M.97/XIII). Bu tazminat daha önce yatırılmış ise öncelikle teminattan karşılanır. Eğer istihkak iddia edilen malla ilgili olarak takip ertelenmemişse, alacaklının bir zararı olmayacağı için tazminat da söz konusu olmaz.

Tazminat talebinin gerekip gerekmeyeceği konusunda bir açıklık olmamakla birlikte mahkemenin, kendiliğinden tazminata karar vermesi uygun olur. Çünkü icra mahkemesi icra takibinin ertelenmesi konusunda kendiliğinden karar verdiği için, bu erteleme nedeniyle zarar gören kişi lehine tazminata da kendiliğinden karar vermesi gerekir.

Davanın Kabulü

İstihkak davasında Mahkeme, davacı üçüncü kişiyi haklı görürse, davayı kabul eder, mal üçüncü kişinin iddia ettiği hakka zarar gelmemek üzere haczedilir, mülkiyet hakkı söz konusu ise haciz kalkar, mal üçüncü kişiye verilir. Bu durumda, itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötü niyetli olduğu tespit edilirse, bunların aleyhine, haczedilen malın değerinden yüzde on beşinden az olmamak üzere tazminata hükmedilir (İ.İ.K. M.97/XV).

İstihkak davasında üçüncü kişi lehine tazminata hükmedilebilmesi için istihkak iddiasına itiraz eden davalı alacaklı veya borçlunun kötü niyetli olması gerekir. Kötü niyet ispat edilmedikçe, mahkeme tazminata hükmedemez. İstihkak iddiasına itiraz etmek, tek başına kötü niyet sayılmaz. İtirazda bulunan alacaklı veya borçlunun bu malın üçüncü kişiye ait olduğunu bile bile bu itirazı yapmış olmaları gerekir.

İstihkak Davası Ne Kadar Sürer?

İstihkak davaları basit yargılama usulüne göre incelenen dava türlerinden olduğundan uygulamada 3-9 ay arası sürmektedir. Ancak önemle de belirtmek gerekir ki; mahkemelerin iş yoğunluğu bulundukları şehirlere ve adliyelere göre değişkenlik göstermektedir.

İstihkak Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İstihkak davalarında Görevli Mahkeme, “İcra Mahkemeleri’dir.”

Buna karşılık, ihtiyati tedbir kararı (HMK M.389 vd.) ile muhafaza altına alınan (yedi-emine teslim edilen) mallar hakkında üçüncü kişilerin açacakları istihkak davaları, icra mahkemesinde değil, genel hükümlere göre genel mahkemede görülür. 6183 Sayılı Kanuna göre açılacak istihkak davaları da İcra Mahkemesinde değil, genel mahkemede görülür. (6183 s. K. m.66)

İstihkak davasında Yetkili Mahkeme, “icra takibinin yapılmakta olduğu veya hacizli malın bulunduğu yerdeki icra mahkemesidir.”

İstihkak Davası Dilekçe Örneği

T.C.

İSTANBUL (…) İCRA HUKUK SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DAVALI/BORÇLU : (…)

VEKİLİ : Av. Buğra ÇAPA

DAVALI/ALACAKLI : (…)

DAVACI ÜÇÜNCÜ KİŞİ. : (…)

KONU : Hukuka Aykırı Tesis Edilen Haciz İşlemine Karşılık İstihkak İddiasının Kabul Edilmesi Talebini İhtiva Eder.

  1. İstanbul 25. İcra Dairesi’nin 2022/…E. Sayılı icra dosyası kapsamında alacaklının talebiyle Ankara 3. İcra Dairesi’nin 2022/…T. Sayılı dosyası üzerinden ../../.. tarihinde müvekkil şirketin de eskiden bulunduğu şuanki kiracısının iş yerinde, üçüncü şahıs (…) San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye ait taşınırlar üzerinde haciz işlemi tesis edilmiştir.
  2. Haciz işlemi sırasında üçüncü şahıs şirketin yetkilisince istihkak iddiasında bulunulmuş ancak istihkak iddiası alacaklı vekili tarafınca kabul edilmemiş olup, Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nce İ.İ.K M. 97/1 kapsamında takibin devamına karar verilmiştir. Takibin devamına dair verilen kararda haciz adresinin müvekkil şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu adresi belirtildiyse de, müvekkil şirket bahse konu adresten ayrılmış olup, “…” adresinden “…” adresine taşınmış olup, adres değişikliği ../../… tarihinde TTSG’de ilan edilmiştir. (EK-1)
  3. İşleme tabi tutulan mahcuzların üçüncü şahsa ait olduğunun ve müvekkil şirketimizle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını gösterir tüm faturalar, kira sözleşmesi, kira bedellerinin ödendiğini gösterir banka dekontları, müvekkil şirketin haciz adresinden ayrıldığını ve üçüncü şahsın daha sonrası haciz işlemlerinin tesis edildiği adrese taşındığını, üçüncü şahsın, müvekkil şirketle herhangi bir organik bağının bulunmadığı bilahare üçüncü şahıs vekilince de dosyaya sunulmuştur.
  4. Üçüncü şahıs yetkilisinin, alacaklı vekiline ve icra memuruna ibraz ettiği tüm evraklara rağmen haciz ve muhafaza işleminin gerçekleştirilmesine izin veren icra memuru tarafından gelinen adreste dosya borçlularının bulunmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen işlemlere devam edilmiştir. İİK M. 99 HÜKMÜNE GÖRE İSTİHKAK İDDİASINDA BULUNULMASINA RAĞMEN BU TALEP KABUL EDİLMEMİŞ VE SOMUT OLAYA UYGUN OLMAYAN İİK M. 97 HÜKMÜ UYARINCA HACİZ İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLMESİ SOMUT OLAYIN ŞARTLARINA GÖRE HUKUKA AYKIRIDIR

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız sebepler muvacehesinde; Davacının istihkak iddiasını kabul eder, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin işbu davaya sebebiyet veren, hukuka aykırı haciz işleminin tarafı olan kötü niyetli alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.

Davalı/Borçlu Vekili

Av. Buğra ÇAPA

Av. Yonca İşsever Çapa

Av. Yonca İşsever Çapa, Özel Çamlıca Bilfen Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk eğitimi almıştır. 2018 yılında Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Hemen Bilgi Al!