Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
Türk Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiiliyle bir başkasına zarar verenler meydana gelen zararı gidermekle yükümlüdür. Kişinin bu zarardan sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olması, hukuka ya da ahlaka aykırı fiiliyle kasten zararı meydana getirmiş olmalıdır. Haksız fiilin ölümle sonuçlanması durumunda meydana gelen zararlar da bu sorumluluk kapsamındadır.
TBK’nın 53. Maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar; cenaze giderleri, tedavi giderleri, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar şeklinde örneklendirilmiştir.
Bu yazımızda “destek yoksun kalma tazminatına” ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınıza ilişkin detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Destekten Yoksun Kalmak Ne Demektir?
Haksız fiiliyle ölüme sebep olan kimse, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin zararını ödemekle de yükümlüdür. Ölenin desteğinden faydalanan kişiler, yoksun kaldıkları faydayı tazminat olarak talep edebilirler. Bu bir maddi tazminat talebidir. Ölüm ile ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler haksız fiile doğrudan maruz kalan kimseler olmadığından, haksız fiil hükümleri çerçevesinde değil TBK m.56/2’de doğan manevi tazminat ve bu yazımızda da anlatacağımız TBK m. 53’ün 3. Bendinde düzenlenen destekten yoksun kalma konulu maddi tazminat hükümleri uyarınca başvuruda bulunabileceklerdir.
Bir kimsenin eylemli ve düzenli bir şekilde başkasına yardım etmesi ve ileride de bu yardımın devam edeceğinin öngörülebilir olması, ölenin destek sayılması için yeterlidir. Bu yardımdan söz edebilmek için fiili durumun varlığı aranır. Yardım alan kişinin mirasçı, eş ya da ölenin çocuğu olması gibi bir şart aranmaz. Ölen şahıstan belli bir ölçüde de olsa sürekli ve düzenli olarak para, eşya veya hizmet yoluyla yardım görmelilerdir. Şartlara göre, “Ölüm meydana gelmeseydi bu yardım devam edecekti.” denilebiliyorsa destekten yoksun kalındığı söylenebilir. Örneğin; ölen şahsın çocukları, nişanlısı ya da imam nikahı ile karı-koca gibi yaşamakta olan kadın veya ölen tarafından bakımları sağlanan ebeveynleri bu desteği aldıklarını ve ölümle beraber bu destekten yoksun kaldıklarını ispatlayabildikleri ölçüde bu tazminatı talep edebileceklerdir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Kapsamı
Ölenin desteğinden yoksun kalma sebebiyle maddi tazminat istenebilmesi, talepte bulunanın sürdürmekte olduğu yaşantıyı devam ettirebilmek için yardıma muhtaç olmasına bağlıdır. Ölüme sebep olan haksız fiil, destekten yoksun bırakırken aynı zamanda bir faydalanmaya da yol açmışsa, mesela miras sebebiyle artık desteğe ihtiyaç kalmamışsa, tazminat talebinde bulunulamaz.
Ölen kişi hayatta kalsaydı geride kalanların alacakları destek; ölenin yaşı, çalışma hayatı, maaşı, tahmini yaşam süresi ve emeklilik yaşı; destek olunanların hayat koşulları, yaşları gibi pek çok koşul göz önünde bulundurularak hesaplanır. Örneğin; babanın öldürülmesi halinde, çocukların hayatlarını kazanacak yaşa ulaşıncaya kadar yardımdan faydalanacakları kabul edilir. Fakat bu çocuğun ömrü boyunca bakıma muhtaç olmasına sebep olacak bir engeli varsa, ömrü boyunca destekten yararlanması esastır. Hesaplanan tazminat hakkaniyet düşüncesi ile arttırılamaz veya azaltılamaz. Somut veriler ışığında, bilimsel yöntemlerle hesaplama yapılır.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatında “Destek” Kavramı
Destek, ölmeseydi birlikte yaşadığı kişilere veya birlikte yaşamasalar dahi yakınlarına, sürekli ve düzenli olarak çeşitli biçimlerde yardım etmesi beklenen ya da kuvvetli olasılıkla yardım edecek olan kişi olarak tanımlanabilir. Destek sıfatına sahip olunmasını sağlayan fiiller maddi veya manevi olabilir. Lakin para, tazminat hesabı için gerekli bir unsurdur.
Destek sıfatına sahip olunması, gerçekleşmiş veya ileride gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel bir bakım ya da yardım ilişkisinin varlığını zorunlu kılmaktadır. Genel olarak bir kimse, ancak ölümünden önce yardımda bulunduğu veya sağ kalsaydı yardımda bulunacağı anlaşılan kişilerin desteği sayılabilir. Bu nedenle destek kavramı ikiye ayrılarak incelenebilir. Birincisi fiili (gerçek) destek, diğeri de muhtemel destek olarak adlandırılabilir.
Fiili Destek
Fiili destek, ölüm tarihine kadar sürekli ve düzenli bir şekilde bir kimsenin bakımını üstlenmiş veya yardım sağlamış kimsedir. Bu kavram kapsamında karşımıza en çok çıkan örneklerden biri, eşlerden birinin ev işlerini görmesidir. Eve çalışarak maddi destekte bulunan eşin ölümü halinde, destekten yoksun kalma tazminatı istenebileceği tartışmasız bir husustur. Bunun yanı sıra bir kazancı bulunmasa bile, ev hizmetlerini yapan eşin ev ekonomisine destek sağladığı uzun yıllardır Yargıtay tarafından da kabul edilmektedir. Ölümü halinde desteğinden yoksun kalanların tazminat isteme hakkı vardır.
Muhtemel Destek
Muhtemel destek, ölmemiş olsaydı, hayatın olağan akışına göre gelecekte bir kimseye yardım ve destekte bulunması beklenen kişidir. Gelecekte bu destek ilişkisinin kurulacağı varsayılmaktadır. Bir babanın veya annenin ölmeseydi çocuklarına belli bir yaşa kadar destek olacağının kabul edilmesi örnek verilebilir.
Destek Sayılabilecek Kişiler
Eşler
Evlilik birliği içindeki eşler, yaşam boyu birbirinin desteği sayılırlar. Çalışmayan veya kazanç sağlamayan eş de diğerinin desteği sayılır. (TMK m.186)
Anneler ve Babalar
Anne ve babaların çocuklarına destek olacağına ilişkin genel kural, Yargıtay kararları ile yerleşmiştir. Buna göre erkek çocukları 18, kız çocukları 22 yaşına kadar anne ve babalarından destek görüyor olarak kabul edilirler. (Geçmişte kız çocuklarına destek olma durumu evlenme yaşı üzerinden köylerde 18, kentlerde 22 yaş olarak kabul ediliyordu. Günümüzde bu ayrım kalkmıştır.)
Çocuklar bakımından öğrenim durumuna göre de bir ayrım yapılması gerekmektedir. Eğer çocuk, orta öğretim çağında ise 20 yaşına, yükseköğrenim görüyorsa 25 yaşına kadar anne ve baba desteği görecekleri kabul edilir.
Çocuklar
Çocuklar, hayatın olağan akışına göre anne ve babalarına belli bir düzeyde destek olmaktadırlar. Yargıtay kararlarında, küçük yaşta ölen çocukların anne ve babalarına 18 yaşından sonra destek olacakları kabul edilmektedir. Bu bakımdan tazminat hesaplaması 18 yaşından başlatılır, çocuğun 18 yaşına gelene kadar harcanması beklenen yetiştirme giderleri de tazminat hesabından indirilir.
Yetişkin çocukların desteği konusunda ise genel yaşam deneyimleri ve hayatın olağan akışı içinde anne ve babasına belli bir düzeyde destek olacağı kabul edilmişse de, somut olayın şartları değerlendirilmelidir. Evli ve çocuklu bir evladın, ebeveynleriyle yaşayan bekar evlattan daha az anne ve babasına destek olabileceği hayatın olağan akışındandır.
Kardeşler
Kardeşlerin birbirine destek olacağının karine olarak kabul edildiği bir düzenleme yoktur. Birbirlerine fiili olarak ve kanuni zorunluluk olmaksızın düzenli olarak maddi yardımda bulunuyorlarsa destek sayılmaktadır. Somut olayın koşulları değerlendirilir.
Destek Sayılabilecek Diğer Kişiler
Normal şartlarda birbirine destek sayılamayacak kişilerin de somut olaya göre birbirine destek olması mümkündür. Örneğin; anne babası vefat etmiş bir çocuğa teyzesinin bakıyor olması olayında, teyzesinin vefatı destekten yoksun kalma tazminatı almasını sağlar. Destek sayılmak için en önemli husus “fiilen” destek olmaktır.
Akrabalık ilişkisi olmaksızın ev arkadaşı, dadı ve benzeri kişilerin destek sayılması için ekonomik yönden bağımlılığın, verilen desteğin ispat edilmesi gerekmektedir. Bu desteğin ispatı oldukça zordur.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatında “Kusur” Kavramı
Kusur kavramı genel olarak failin işlenen fiilden sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunda bizi aydınlatır. Maddi tazminatın söz konusu olduğu hallerde failin kusur oranı tazminatın hesaplanması konusunda önemlidir. Tazminat belirlenirken hakim hem zarar ölüme kusurlu fiiliyle sebep olmuş olanın, hem maktulün kusur oranı dikkate alınır. Tarafların kusur oranları belirlendikten sonra tazminat sorumlusunun kusuru oranında, ödemesi gereken miktar takdir edilir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatının Şartları
- Hukuka aykırı bir fiil gerçekleştirilmiş olmalıdır.
- Hukuka aykırı fiil kusurla işlenmiş olmalıdır. Kusurun kast taksir ya da ihmali davranışla gerçekleşmiş olması önemli değildir. Gerekli dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucunda da fail kusurlu sayılır.
- Bu hukuka aykırı fiil sonucunda zarar gören hayatını kaybetmiş olmalıdır. Bir diğer söyleyişle fiil ve ölüm arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.
- Hukuka aykırı fiil sonucu hayatını kaybedenin yakınlarının mahrum kaldığı maddi veya manevi bir destek var olmalıdır.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Davası
Destekten yoksun kalma davası için destekten yoksun kalan kişiler tarafından maddi-manevi tazminat talebi ile açılabilir. Destekten yoksun kalma tazminatı için davalının yani ölüme sebebiyet veren kişinin yaşadığı yerdeki Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Ne Kadardır?
Destekten yoksun kalma tazminatı her somut olay ve kişiye göre bilimsel yöntemlerle hesaplanır. Mahkemelerde de tazminat hesaplamalarında bilirkişilerden destek alınır. Maddi tazminat hesabında dikkate alınan hususlar şunlardır:
- Ölüm tarihi ve hüküm tarihi
- Ölenin cinsiyeti ve yaşı
- Ölen kişinin ölmeden önce bilinen en son geliri
- Kusur oranı
- TRH2010 yaşama tablosuna göre ölüm yaşının ve emeklilik yaşının takdir edilmesiyle işleyecek aktif devre ve pasif devre için artırım indirim oranları
- Ölen kişinin ölmeyip yaşasaydı kendine ayıracağı miktar
- Hak sahiplerinin destek payları
- Hak sahibi eşin evlenme ihtimali indirimi
Tazminat hesabı ve dava hakkında detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Zamanaşımı Kavramı
TBK m. 72 uyarınca tazminat istemi, zararın ve zarar verenin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve fiilin işlendiği tarihten 10 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Her zaman ölüm, haksız fiilin işlendiği anda gerçekleşmez. Destekten yoksun kalma tazminatı nedeniyle zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi ölüm tarihidir. Tazminat yükümlüsü veya zarar sonradan öğrenilse bile ölüm tarihinden itibaren 10 yıl geçmesiyle dava zamanaşımına uğrar.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Yetkili Mahkeme
Genel kurala göre yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Birden fazla davalı olması durumunda davalılardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesine başvurulabilir. Destekten yoksun kalma sebebiyle açılan maddi-manevi tazminat taleplerinde kanunun yetkilendirmiş olduğu diğer mahkemeler; haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesi, zararın oluştuğu yer mahkemesi ve zarar gören kişinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Destekten Yoksunluk Tazminatında Sigorta Ödemesi
Sosyal güvenlik hukuku ile tazminat hukukunun hizmet ettiği amaçlar birbirinden farklıdır. TBK m.55 uyarınca sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacı taşımayan ödemeler, zarar veya tazminattan indirilemez. Kişinin ölmesi halinde SGK tarafından yapılan ödemeler, zarar verene rücu edilebilir. Herhangi bir sebeple rücu edilemeyen sigorta ödemeleri tazminatta bir indirim yapılmasını sağlamaz. Rücu edilebilir bir SGK ödemesinin varlığı halinde, haksız fiil sorumlusunun iki kere tazminat ödemek zorunda bırakılmaması amaçlanmıştır.
Yargıtay’ın geçmişte verdiği kararlarda, anne ve babanın herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan sigortalı olması halinde, sigortalı işte çalışması durumunda veya emeklilerse kendilerine iş kazası nedeniyle gelir bağlanmayacağı; bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı da isteyemeyecekleri yer almaktaydı. Fakat 14/10/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan aksi yönde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için SGK’dan gelir bağlanması şartının aranmayacağı düzenlenmiştir. Çocukların anne-babaya destek olacakları karine olarak kabul edilmiştir.
Destekten Yoksun Kalma Tazminatında İndirimler
Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken bazı indirim sebepleri uygulanmaktadır. Sebepsiz zenginleşmenin önüne geçmek ve hak kayıplarını önlemek için gereklidir.
Zarar görenin kusur oranı, en büyük indirim sebebidir. Tazminat yükümlüsünün kusuru oranında bir hesaplama yapılacağından ölenin veya üçüncü kişilerin kusurlu olması tazminatı azaltır. Zarar verenin hafif kusuru ancak TBK m. 52/2’deki şartlar gerçekleşirse indirim nedenidir.
Dul kalan eşin yeniden evlenme olasılığı da hesaplama yapılırken dikkate alınır ve tazminatta indirim yapılmasını sağlar. Bu olasılık geçmişte hakim tarafından takdir ediliyorken, günümüzde AYİM Dul Eşin Evlenme Şansı İndirim Oranları Tablosu üzerinden hesaplanan oran tazminata eklenir.
Ölen Kardeş İçin Tazminat Alınması
Destekten yoksun kalma tazminatında önemli olan hususun fiili bir desteğin varlığı olduğundan yukarıda da bahsetmiştik. Hayatın olağan akışında kardeşlerin birbirlerine destek olması gerektiği kabulü kanun koyucunun veya Yargıtay’ın karine olarak esas aldığı bir olgu değildir. Lakin fiili olarak ölen kardeşin bir diğerine maddi destek olduğu ispatlanabilirse destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilecektir. Örneğin; anne ve babası vefat etmiş ve kardeşlerinin bakım yükümlülüğünü üstlenmiş bir abla-abi vefat ettiğinde, kardeşlerinin tazminat istemesi mümkündür.
Ölenin Kusurlu Olması Destekten Yoksun Kalma Tazminatını Engeller Mi?
Hem ölenin hem ölüme sebep olanın kusuru tazminat hesaplamasında dikkate alınan bir husustur. Ölenin belli bir oranda kusurlu olması, destekten yoksun kalma tazminatını engellemez. Ancak kusuru oranında tazminatta indirim yapılacaktır. Hesaplamada çarpılan değerlere, tazminat yükümlüsünün kusur oranı eklenir. Bu sebeple ölenin kusuru destekten yoksun kalma tazminatını engellemez.
Ölenin Eski Eşi Dava Açabilir Mi?
Ölen destek eski eşine nafaka ödeme yükümlülüğü altına girmişse boşanmış eşin destekten yoksun kalma tazminatı alabileceği kabul edilmelidir. Çünkü nafaka, bize bir fiili desteğin varlığını gösterir. Aile hukukunda aksine bir durum olmadıkça nafaka yükümlüsü, ömür boyu nafaka ödemekle yükümlüdür. Ölüm sebebiyle nafaka alacağının yitirilmesinin destek alanları zor durumda bırakacağı muhtemeldir.
Lakin aralarında bir nafaka yükümlülüğü olmayan yahut birlikte yaşamak gibi destek oldukları açıkça belirlenemeyen eski eşler ölüm durumunda destekten yoksun kalma tazminatı talep edemez.