Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma
Toplumsal yaşamda bir kişinin suç işlemesi, toplumun kişiye karşı olan güvenini sarsmaktadır. Bu nedenle suç işleyen kişiye karşı belli güvenlik tedbirlerine hükmedilir, bunlardan biri de özellikle güven ilişkisinin varlığını gerektiren belli haklardan yoksun bırakılmaktır.
Bu yazımızda Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma konusuna ilişkin genel bilgiler paylaşılmış olup, hukuki uyuşmazlığınıza ilişkin detaylı bilgi için iletişim bölümündeki bilgilerden Çapa Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Nedir?
TCK m.53’e göre kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı süresi ne olursa olsun, hapis cezasına mahkum olduğu takdirde, kural olarak mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılır.
Hak Yoksunluk Türleri Nelerdir?
TCK m.53/1’de mahkumiyetin kanuni sonucu olarak kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı yazılmıştır. Bu haklar sınırlı sayıdadır.
Kasten işlenmiş bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilen kişi;
- Kamu görevi veya memuriyetten benzeri hizmetlerde istihdam edilemez.
- Seçme ve seçilme ehliyetini kullanamaz.
- Velayet hakkını kullanamaz, vesayet ve kayyımlığa ait hizmetlerde bulunamaz.
- Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti yöneticisi veya denetçisi olamaz.
- Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra edemez.
Mahkumiyetin Kanuni Sonucu Olarak Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma (TCK 53/1)
“Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
- Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
- Seçme ve seçilme ehliyetinden,
- Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
- Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
- Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
yoksun bırakılır.”
Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz. Ancak TCK m.53/1’in c bendindeki haklar bakımından bir istisna vardır. Velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri, mahkum olunan hapis cezasının ertelenmesi veya denetimli serbestlik tedbiriyle cezanın infaz edilmesiyle veya koşullu salıverilme itibariyle kullanılabilir.
Bazı Hak ve Yetkilerin Kötüye Kullanılması Nedeniyle Belli Hakları Kullanmanın Yasaklanması (TCK 53/5)
Yukarıda da belirtildiği üzere kural olarak hak yoksunluğu, kasten işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyetin sonucu olarak ortaya çıkar. Ancak bu kurala, suçlunun tehlikenin engellemeye yönelik olarak TCK m.53/5 ile bir istisna getirilmiştir.
TCK m.53/5
“Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.”
Buna göre, TCK m.53/1’de sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlardan dolayı hapis cezasına mahkumiyet halinde, ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hak yoksunluğu bu gibi hallerde cezanın yanı sıra uygulanan bir tedbir mahiyetindedir. Bu nedenle hükümde ve gerekçesinde ayrıca gösterilmesi gerekir.
Kasten işlenmiş bir suçtan kaynaklanan hapis veya adli para cezasının infazından sonra işleyecek şekilde hak yoksunluğuna, 53/1’deki hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması halinde başvurulabilecek ve söz konusu infazdan sonra işlemek üzere bu cezanın yarısından bir katına kadar hak yoksunluğuna hükmedilebilecektir.
Mahkemenin Takdir Hakkı Çerçevesinde Belli Hakların Kullanılmasını Yasaklaması (TCK 53/6)
TCK m. 53/6
“Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.”
Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde meslek-sanatın icrasının yasaklanması ya da sürücü belgesinin geri alınması hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Cezanın infazından sonra işlemek üzere 3 aydan 3 yıla kadar hak yoksunluğuna ayrıca karar verilmesi gerekir.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma Tedbirinin Hukuki Niteliği
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, bir güvenlik tedbiridir. Diğer güvenlik tedbirlerinde olduğu gibi, işlenen suçla bağlantılı olarak, suçu işleyen kişi hakkında gösterdiği tehlikelilik durumu veya maruz kaldığı tehlike hali göz önünde bulundurularak veya suçun konusu ya da işleniş şekli ile bağlantılı olarak uygulanan, koruma veya iyileştirme amacına yönelik ceza hukuku yaptırımlarıdır.
Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılmanın Şartları
Ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak hak yoksunluğunun ortaya çıkabilmesi için bir takım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.
- Kasten bir suç işlenmelidir:
İlk olarak kasıtlı bir suçun işlenmesi şarttır. Madde suçun sadece kast ile işlenmesinden bahseder. Kast bakımından bir ayrım yapılmadığından suçun doğrudan kast veya olası kastla işlenmesinin hak yoksunluğunun ortaya çıkması bakımından bir önemi yoktur. Ancak bilinçli taksir de olsa taksirle işlenen suçlarda kanuni sonuç olarak bir hak yoksunluğu doğmaz. İşlenen kasıtlı suçun TCK m.51/1 kapsamında belirtilen haklarla bir bağlantısının bulunması da şart değildir.
- Hapis cezasına mahkum olmak:
Hak yoksunluğunun ortaya çıkabilmesi için ikinci şart, hapis cezasına mahkum olmaktır. Kasıtlı bir suçtan dolayı adli para cezasına mahkumiyet, hak yoksunluğu sonucunu doğurmaz. Kasıtlı suçun karşılığında kanunda adli para cezası ile hapis cezasının seçimlik olarak öngörüldüğü durumlarda, bu seçimlik cezalardan adli para cezası uygulandığı takdirde herhangi bir hak yoksunluğu ortaya çıkmayacaktır; hapis cezasına hükmedildiği durumda ise hak yoksunluğu ortaya çıkar.
Bu iki şartın gerçekleşmesi halinde hükümde açıkça gösterilmese bile, hükümlü hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma sonucu ortaya çıkar. Hükümde bunun gösterilmemiş olması hükümlüye kazanılmış hak vermez.
Taksirli Suçlarda Hak Yoksunluğunun Şartları
Taksirle işlenen suçlardan dolayı mahkumiyet sonucunda TCK m.53 kapsamında belli haklardan yoksun bırakılma kararı verilmez, bu hak yoksunlukları uygulanmaz. Ancak iki durum söz konusu olduğunda hakim, kişinin belli haklardan yoksun bırakılmasına karar verebilir:
- Belli bir meslek veya sanatın gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla taksirli bir suç işlenmesi
- Trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla taksirli bir suç işlenmesi
Dikkat ve özen yükümlülüğü ile işlenen taksirli suç arasında bir bağlantı olması halinde, hakim kişinin belli bir meslek-sanat icrasından yasaklanmasına veya sürücü belgesinin geri alınmasına karar verebilecektir. Kişinin meslekten yasaklanması için, taksirle işlediği suç ile mesleği ile arasında bir bağlantı bulunması gerekir. Örneğin trafikteki özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için taksirle yaralama suçuna sebebiyet veren bir doktor hakkında sürücü belgesinin geri alınması tedbiri kararı verilebilir ancak meslekten yasaklanmasına ilişkin bir tedbir kararı verilemez.
Taksirli suçlarda hak yoksunluğu kararı, hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır. Hakim, 3 aydan 3 yıla kadar bir süre için bu güvenlik tedbirine hükmedebilir. Kararın verilebilmesi için kişinin taksirli suçtan dolayı mahkum olmuş olması gerekir. Kararda belirtilmesi zorunlu olan hak yoksunluğu, cezanın infazının tamamlanması itibariyle uygulanacaktır.
Belirli Haklardan Mahrum Bırakılmanın Süresi
TCK m. 53/2’ye göre ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olan hak yoksunluğu, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesiyle başlayıp ceza infazı tamamlanıncaya kadar devam eder. İnfazın tamamlanması tamamen ceza infaz kurumunda olabileceği gibi, bir kısmı koşullu salıverilme şeklinde de gerçekleşebilir. Ancak koşullu salıverilme süresi içinde de infaz devam edeceğinden, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri bu süre zarfında da uygulanacaktır.
Hapis cezasının ertelenmesi durumunda da, denetim süresi olaysız geçtiğinde ceza infaz edilmiş sayılacağından, erteleme halinde de belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri geçerli olacaktır. Bu nedenle TCK m. 53/4 hükmü ile bu duruma bir istisna getirilmiştir. Buna göre “kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişiler hakkında” belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanmaz.
Hatırlatmakta fayda var ki, mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerinden yoksunluk söz konusu olmaz.
Belirli Haklardan Mahrum Bırakılmanın Kaldırılması ve İtiraz Yolları
Belli hakları kullanmaktan mahrum bırakılma kararı bir güvenlik tedbiri olduğundan, bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulamaz. Ancak bu karara karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak istinaf mahkemesinin istinaf başvurusunu reddetmesi halinde temyiz kanun yoluna başvuru hakkı bulunmamaktadır.
Kamu Hizmetlerinden Yasaklanma Ne Demektir?
TCK m.53/1’de öngörülen güvenlik tedbirlerinden biri de, kasten işlenmiş bir suçun cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kişinin kamu görevlerini ifa etmekten yoksun kalacağıdır. Buna göre kişi, “Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten” yoksun kalır.
Ayrıca Devlet Memurları Kanunu gibi bazı özel kanunlarda, TCK’dan farklı olarak bazı suçlar bakımından daimi kamu hizmetlerinden yasaklılık öngörülmüştür. DMK m. 48/A-5’e göre, “Türk Ceza Kanununun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” kamu görevlisi olmak için aranan şartlardandır. Bu şartları sağlayamayan kişi, kamu hizmetlerinden yasaklanmış olarak kabul edilir.
Hak Yoksunluğu Ne Zaman Sona Erer?
Ceza mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak doğan hak yoksunlukları ceza infazının tamamlanmasıyla sona erer. Koşullu salıverilme ve cezanın ertelenmesi hallerinde de infaz tamamlanmış sayılmayacağından hak yoksunluğunun devam edeceği unutulmamalıdır.
Hak Yoksunluklarına İlişkin Kararların Adlî Sicile Kaydedilmesi
Adli Sicil Kanunu uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma şeklindeki her türlü karar adli sicil kaydına kaydedilir.
TCK 53/1 Memuriyete Etkisi Var Mı?
TCK m.53/1’de öngörülen kamu hizmetinden yasaklanmaya ilişkin güvenlik tedbiri, normal şartlarda kasten işlenen suçun cezasının infazı ile kalkar ve kişi infazın tamamlanmasıyla kamu hizmetinde görev alabilir. Ancak bazı Devlet Memurları Kanunu’nda memuriyet için getirilen şartlardan biri bazı suçlardan mahkum edilmemiş olmaktır.
Buna göre aşağıdaki suçlardan birini kasten işleyen ve bir yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkum edilen kişi, affa uğramış olsa dahi kamu hizmetinden yasaklı sayılır:
- Devletin güvenliğine karşı suçlar
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar
- Milli savunmaya karşı suçlar
- Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk
- Zimmet
- İrtikap
- Rüşvet
- Hırsızlık
- Dolandırıcılık
- Sahtecilik
- Güveni kötüye kullanma
- Hileli iflas
- İhaleye fesat karıştırma
- Edimin ifasına fesat karıştırma
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
- Kaçakçılık
TCK 53/6 Nedir?
TCK m. 53/6’da hakimin takdirine bağlı olarak meslek ve sanat icrasının yasaklanması ve sürücü belgesinin geri alınması düzenlenmiştir. Kanun metninde “yasaklanmasına ya da … geri alınmasına karar verebilir” ifadesiyle hakimin takdir yetkisi olduğu, fıkradaki hak yoksunluklarına hükmetmek zorunda olmadığı düzenlenmiştir.
Hakimin takdirine bağlı olarak ortaya çıkacak olan meslek ve sanatın icrasının yasaklanabilmesi ve sürücü belgesinin geri alınabilmesi için, meslek ve sanatın veya trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir durum dolayısıyla taksirli bir suçun işlenmiş olması gerekmektedir. Taksirli suçla yoksun bırakılan meslek-sanat ve sürücü belgesi arasında bir bağlantının bulunması şarttır.
Bu madde hükmüne göre belli bir meslek-sanat icrasından yasaklılık ve sürücü belgesinin geri alınması, hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer. Taksirli suçtan dolayı kişinin mahkum edilmiş olması ve hakimin takdiri ile hükmettiği hak yoksunluğunun kararda açıkça gösterilmesi şarttır. Hak yoksunluğunun süresi cezanın tamamen infaz edilmesinden itibaren başlar. Hakimin takdir ettiği süre boyunca devam eder ancak 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olamaz.
Kasti suçlar açısından kural olarak kabul edilen hak yoksunlukları, taksirli suçlar açısından istisnai olarak kabul edilmiştir.
TCK 53 Adli Sicil Kaydına İşler Mi?
Kişi hakkında verilmiş güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlar, adli sicil kaydına işler.
TCK 53 Emsal Yargıtay Kararları
TCK 53/6 ANCAK TAKSİRLE İŞLENEN SUÇLARDA UYGULANABİLİR
Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2015/972K.
“Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle,
TCK’nın 53/6. maddesi uyarınca, sürücü belgesinin geri alınmasına yalnızca taksirle işlenen suçlarda karar verilebileceği gözetilmeden, kasıtlı suçtan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında sürücü belgesinin TCK’nın 53/6. maddesiyle geçici olarak geri alınmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
TCK 53/1 KARARDA BELİRTİLMESE DE KASTEN İŞLENEN SUÇLARDA KENDİLİĞİNDEN UYGULANIR.
Yargıtay 15.Ceza Dairesi – 2018/5419K.
“Sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesinde öngörülen güvenlik tedbirlerine hükmolunmamış ise de, 5237 sayılı TCK’nın 53. Maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması nedeniyle infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.”
TCK 53/6’DA ÖNGÖRÜLEN TEDBİRLER CEZANIN İNFAZINDAN SONRA UYGULANIR.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2023/3060K.
“Taksirli suç nedeniyle mahkemece verilen meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin tedbirin uygulanabilmesi için cezanın tümüyle infaz edilmesi veya infaz edilmiş sayılması gerekmektedir.
Hapis cezasına mahkumiyet halinde cezanın infazı süresince yoksun bırakılan kişi bu meslek veya sanatı fiilen icra edemeyeceğinden veya sürücü belgesini kullanamayacağından, yasaklama ve geri alma hükmünün hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girmesinde ve sürenin cezanın tümüyle infazından sonra işlemeye başlamasında hukuka aykırılık bulunmamakta olup, yasal düzenlemenin sonucudur.”